Türkiye'de yaşanan deprem felaketinin ardından binlerce can kaybı yaşandı. Birçok kişinin yakınlarını kaybettiği felaket milyonlarca insanda korkuya ve endişeye sebep oldu. Vatandaşlar herhangi bir ölüm haberinde çocukların nasıl bilgilendirileceği konusunda tedirgin. Peki çocuğa ölüm haberi nasıl verilir? Çocuklara ölüm haberini kim vermeli?
Türkiye'de meydana gelen depremler sonrası başta Kahramanmaraş ve Hatay olmak üzere Adıyaman, Gaziantep, Adana, Osmaniye, Malatya, Diyarbakır, Şanlıurfa, Kilis'ten gelen acı haberler ülkemizi yasa boğdu. Can kayıplarının sayısı günden güne artarken, devam eden artçılara rağmen ekipler yoğun bir şekilde enkaz çalışmalarına devam ediyor. Asrın felaketi olarak tarihe geçen bu afette tüm Türkiye annesini-babasını, çocuğunu, kardeşini, eşini, arkadaşını ve akrabalarını kaybedenlerin yasını tutuyor. Uzmanlar, deprem gibi doğal afetler nedeniyle ani ölümler travmatik sonuçların doğurabildiğini söylüyor. Özellikle ölüm haberleri çocuklara nasıl verilmesi gerektiği üzerinde duruluyor. Uzmanlar isimler, vefat haberlerinin çocuklardan gizlenmemesi görüşünde... Bu haberimizde bir çocuğa ölüm haberinin nasıl verilmesi gerektiğini ele aldık.
ÇOCUĞA ÖLÜM HABERİ NASIL VERİLMELİ?
Çocuklar yaş gruplarına göre ölüm gibi kayıplara farklı tepkiler verebilir. Bu nedenle yakınını kaybeden çocuklara mümkünse onun daha önceden tanıdığı ve güvendiği birinin ölüm haberlerini vermesi uygun görülür. Çocuklar 4 yaşlarına kadar ölüm gibi durumları tam olarak kavramadığı için 5+ yaş çocuklarla konuşurken; travmatik sonuçlara sebebiyet vermeyecek bir üslup seçmek gerekir.
Çocukların yas dönemini sağlıklı geçirmeleri de oldukça önemlidir. Buna destek olmak için öncelikle onların ölümü nasıl algıladıklarını bilmek gerekir.
okul öncesi çocuklara ölüm haberi nasıl verilir
OKUL ÖNCESİ DÖNEMDEKİ ÇOCUKLARA ÖLÜM NASIL ANLATILIR?
Çocukların 5 yaş öncesinde ölüm olayını gerçekçi yorumlaması beklenemez. Onlar için ölüm, bir çeşit uyku ve hareketsiz yaşam demektir.
0-2 yaş aralığında çocuklar ölümü, sadece sevdiği kişiden ayrı kalma ve kaygı şeklinde algılar. Bu nedenle yakınını kaybetmiş 0-2 yaş çocuğuna yapılması gereken; beslenmesine ve fiziki ihtiyaçlarına özen göstermek, rahatlatıcı ninni ve şarkılar söylemek, oyuncak vermek ve sıkça fiziksel temasta bulunmak onların yas sürecini rahat geçirmesini sağlayacaktır.
2-5 yaş aralığında ise kaybedilen kişinin geri döneceğine inanılır. Çocukların bu dönemde benmerkezcil odakları daha baskın olduğu için ölüm gibi durumlarda kendilerini suçlu görebilirler. Örneğin annesinin ölüm sebebinin, kendisinin yaramaz bir çocuk olduğu için, onu üzdüğü için olduğuna inanabilir. Bunun yanı sıra aklından geçen bir düşüncenin gerçekleştiğine de inanabilir. Yani çocuk biri ölmeden önce o kişiye kızmış ve yok olmasını istemişse, bunun kendi düşüncelerinden dolayı ortaya çıktığına inanabilir. Bu yaş çocuğu ölüme hiç tepki vermeyerek, haberi duymamış gibi de yapabilir. "Ben ne yapacağım, kimle kalacağım, geri dönecek mi?" şeklinde sorular sorabilir. Böyle bir durumlar karşılaşıldığı zaman çocuğa, sabırlı ve tutarlı yanıtlar verilmelidir.
OKUL DÖNEMİNDEKİ ÇOCUKLARA ÖLÜM NASIL ANLATILIR?
6 yaş üstü çocuklar artık ölüm kavramını algılayabilir. Ölen kişinin geri dönmeyeceğini bilir. Bu nedenle endişeleri daha fazladır. Ancak bu yaş çocukları da oluşabilen herhangi bir olumsuzlukta kendilerini suçlayabileceği gibi bir yakınını kaybettiğinde de yine benmerkezci tavırlar gösterebileceği gibi ölümün nasıl bir şey olduğunu da merak edebilir. Yapılmasın gereken, sorulara gerçekçi yanıtlar vermek, tutarlı olmak, ağlamasına ve konuşmasına izin vermek, durdurmaya çalışmamak, konuşmak istemiyorsa zorlamamaktır. Çocuklara ölümü anlatırken ölen kişinin geri dönmeyeceğini, ölümün vücut fonksiyonlarının durması anlamına geldiğini (yani ölenin artık göremez, duyamaz, dokunamaz, koklayamaz, yiyemez, hissedemez ve hareket edemez olduğunu) söylemek gerekir. Ölen kişinin acı çekmediği, acıkmadığı, üşümediği vurgulanmalıdır.
ölmek ne demek sorusuna nasıl yanıt verilir
"ÖLMEK NE DEMEK" SORUSUNA NASIL YANIT VERİLİR?
"Ölmek, bir insanın hayatının sona ermesi demektir. Bitkiler, hayvanlar ve insanlar ölürler. Ölünce beden artık hareket edemez, düşünemez, hissedemez. Artık geri gelmez. Biz yanına, onun isminin yazdığı mezarına ziyarete gidebiliriz. Ama bizi göremez, biz de artık onu göremeyiz. Buna alışmak çok zor biliyorum. Onu özlediğinde bana söyle, belki fotoğraflarına bakabiliriz, videolarını izleyebiliriz. Kendini geri gelmeyeceği için kötü hissedersen gel bana sarıl, birlikte olalım."
ÇOCUKLARA ÖLÜMÜ ANLATIRKEN BU CÜMLELERİ KESİNİKLE KULLANMAYIN!
- Toprağa girip yok oldu,
- Derin veya ebedi bir uykuya daldı,
- Allah çok sevdiği için yanına aldı,
- Gökyüzüne çıktı,
- Senin her yaptığını artık görüyor, seni izliyor.
- Çocuğa ölüm haberini verdikten sonra yanında hiçbir şey yokmuş gibi rahat davranmak da bağırarak kendini yerden yere atarak ağlamak da sakıncalıdır.
- Hangi yaş grubu olursa olsun yakınını kaybetmiş kişilere karşı bu cümleler kullanılmamalıdır.
- En azından sen hayattasın
- Daha kötüsü de olabilirdi
- Tüm aileni kaybedebilirdin
- Ağlama güçlü ol
- Her şey düzelecek
- Ölenle ölünmez
- Sen şanslıydın kurtuldun
- Konuş anlat ağla rahatlarsın (zorlama)
- Haline şükret
- Keşke şöyle yapsaydın
- Üzülme bu kaderindi
Halk arasında bu cümleler her ne kadar destek amaçlı kullanılsa da uzmanlar yaslı olan kişiye iyi gelmediğini ve durumu daha da zorlaştırdığını söylüyor. Bunların yerine şefkatli ve anlayışlı bir ses tonuyla; "Duygularını paylaşıyorum, ne zaman istersen senle konuşabilirim, şuan neye ihtiyacın var?" gibi cümlelerin kurulabilir. Hiçbir şey söylenmese de bile yakınını kaybetmiş kişiye sarılabilir, elini tutabilir, sadece yanında durabilirsiniz.
BİR YORUM YAPIN 0