Emine Erdoğan: Merhamet, bir yanıyla da insanın kendini bulma yolculuğudur
Yaşadığımız dünya, gittikçe bencilleşen, tüketmeyi bir alışkanlık haline getiren insan kalabalıklarıyla dolu maalesef. Sanayi devrimi dediğimiz şey, tabiata olduğu kadar insanın manevi tabiatına da büyük zararlar verdi. Teknolojik ilerlemeyle eş zamanlı olarak manevi ilerleme sağlayamıyoruz. İçinden geçtiğimiz bu salgın döneminde, vakıfları meydana getiren vicdana ve anlayışa ne kadar çok ihtiyacımız olduğunu daha iyi anlıyoruz. Neyse ki topraklarımızda, yardımlaşma ve dayanışma duygusu hala dipdiri. Denizlerimiz hâlâ, yapılıp atılmış iyiliklerle dolu.
Tarihimizdeki vakıfları saymakla bitiremeyecek olmamız, ne büyük bir gurur. İnce fikrin, yüce gönüllüğün ve merhamet lisanının vardığı mertebelere insan hayret ediyor, değil mi? Şimdi bize düşen bu vicdanı yeniden ayağa kaldırmaktır. Şunu unutmayalım ki nasıl toprak erozyona uğruyorsa, değerlerimizde zamanın erozyonuna uğruyor. Bugün infak etmenin, ancak zengin olana mahsus bir şey olduğunu düşünüyoruz. Halbuki vakıf anlayışına göre paylaşmanın, bölüşmenin, biri bin yapan bereketi vardır. Bildiğiniz gibi dünyanın olağanüstü sayılan yapıtları, dünyanın harikaları olarak anılıyor. Bunların arasında, görkemiyle insanı şaşırtan, heykeller, tapınaklar, anıtlar var.