İtalya'nın Venedik kentini andıran kanalları, minik köprüleri ve Orta Çağ'ı anımsatan çiftlik evleriyle UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne adını yazdıran Giethoorn, kendini bir masalın içinde hissetmek isteyenler için eşsiz bir rota. Hollanda'nın açık hava müzesi haline gelen bu harika rotayı adım adım keşfetmeye hazır olun!
"Kuzey’in Venedik'i" ya da "Yeşil Venedik" gibi isimlerle dünya çapında büyük bir üne kavuşan Hollanda'nın masalsı köyü Giethoorn, görenleri kendine hayran bırakıyor. Yemyeşil bir atmosferle harmanlanan Orta Çağ esintilerinin ahenk içindeki uyumunu gözler önüne seren köy, adeta görmeden aşık olunası bir atmosfere sahip.
"Keçiboynuzu" anlamına gelen "Giethoorn" isminin, bölgeyi keşfeden ilk yerleşimcilerin yüzlerce keçiboynuzu bulmaları sebebiyle verildiği biliniyor. 1958 yılında Hollandalı film yapımcısı Bert Haanstra’nın ünlü komedi filmi Fanfare ile ünlenen köy, Hollanda’nın kuzeyinde yer alan Overijssel eyaletinin De Wieden ve De Weerribben adındaki doğa rezervlerinin ortasında yer almaktadır.
Doğal güzellikleriyle nefes kesen manzaralara ev sahipliği yapan köye, her yıl milyonlarca turist adım atmakla kalmıyor burada yaşamanın hayalini kuruyor. Özellikle Orta Asyalıların bu köye büyük bir hayranlık beslediğini söylemek mümkün.
176 ahşap köprüsü, dar kanalları, tarihi evleriyle dikkat çeken köyde araba yolu bulunmadığı için genellikle bisiklet yolları ve teknelerin kullanımı tercih ediliyor.
1776 ve 1885 yıllarındaki iki sel felaketinden sonra bugünkü halini alan köy, birbirine bağlanan çok sayıda kanalın etrafında kurulu evlerden meydana geliyor.
Yaklaşık 2 bin 600 kişinin yaşadığı köyde, 3 adet minik müze yer alıyor. Eğer yalnızca doğal güzellikleri değil de köklü tarihi ve zengin bir mirası da derinlemesine hissedeyim derseniz, mutlaka burayı ziyaret etmelisiniz!
Yılın her mevsimi bambaşka bir havaya bürünse de temmuz ve ağustos aylarında yapılan müzik festivalleri nedeniyle köye bu tarihler arasında gitmenizi tavsiye ederiz.
BİR YORUM YAPIN 0