Sosyal medyada adına sık rastladığınız Hazal Pelin Aydın, 7 Ağustos 1992’de Elazığ’da doğdu. İstanbul Arel Üniversitesi lojistik mezunu olan Aydın, yaklaşık 10 yıl kadar tekvando sporuyla ilgilenenen lisanslı bir sporcu. Sosyal medyanın yanı sıra kendi adını taşıyan cafenin de işletmecisi.
Bize biraz sosyal medya geçmişinizden bahsedebilir misiniz? Bu kadar popüler olacağınızı tahmin ediyor muydunuz?
Tabiki de etmiyordum aklıma bile gelmezdi. Ben kıyafet bulmak için açmıştım aslında. Hatta beni kıyafet için arkadaşlarım Fatih'te bir mağazaya götürdüler. Çok kolay dikilebilir kıyafetlerin o mağazada çok pahalıya satıldığını gördüm ve bana bir arkadaşım instagram açıp ordan daha kolay ve uygun fiyata bulabileceğimi söyledi. O zamanlar instagram bu kadar popüler değildi tabi. Ben de kıyafet bulmak için instagram’da hashtag (konu etiketleri) kullanıyordum. Resimlerimi de konu etiketleriyle paylaşıyordum. O zaman bana beğeni bile gelmiyordu, takipçim de azdı. Ben de paylaşımlarımda hijabfashion tarzı haghtagler yapmaya başladım. Takipçi sayısı yüksek bir hijab sayfası birden beni paylaştı. Normalde o sayfaya reklam parayla veriliyor, o gün bana o sayfadan 12 bine yakın takipçi geldi.
Şu an tabi fenomen olmak çok kolay takipçi satın alınıyor bot hesaplar vs var o zaman yoktu şu an zaten herkes fenomen. Ondan sonra türk sayfaları paylaşmaya başladı. Bu şekilde sayfam büyüdü ve bugüne geldim.
İNSANLAR SAMİMİYETE VE DOĞALLIĞA HASRET
İnsanlar sizi neden takip ediyor?
İlk kıyafet tanıtımı reklamı yaptığımda 80 bin takipçim vardı. 80 bin takipçiye ulaşana kadar insanlar beni doğallığım için takip etti. Zannedersem insanlar doğallığa hasret; ama doğallıkla şımarıklığı birbirine karıştırmamak lazım. Çünkü insanlar asla şımarıklığı sevmiyor. Samimiyeti seviyor olduğun gibi olmak gerek, benim cafedeki paylaşımlarım olsun gerek hayatımla ilgili olsun. Galiba beni sevdiler, hayatımı sevdiler, renkliliği sevdiler bu yüzden takip ediyorlar.
KENDİME YETEMİYORUM!
Günlük yaşantıda nelerle ilgileniyorsunuz, sosyal hayatta Hazal nasıl birisi?
Aslında biraz sinirliyim (tebessüm:) tabi biz sosyal medyaya sadece mutlu anlarımızı yüklediğimiz için fark edilmiyor. Günün stresi, işin stresi, evin stresi derken herkese 24 saat olan zaman, bana sanki 12 saat gibi geliyor. Yetemiyorum kendime.
Seda; tabi dipnot düşelim Hazal hanım saat öğlen 3’e kadar uyursanız zaman yetmez, gün 12 saat gibi gelir. (gülüyor)
Aslında öyle ama gece 3-4 e kadar uyumuyorum. Normal bir yaşantım da yok çünkü cafe işletmeciliği yaptığım için cafenin de kapanmasını bekliyoruz. Haliyle uyku problemi var, ev işleri var. Evlenmeden ev hanımı olduğum için ütüsü var, yemeği var, iki erkekle çok zor eve bakmak. Sorumluluk çok başka bişey, gerçekten göründüğü gibi kolay işler değil. Yoğun bir tempodayım kendime, arkadaşlarıma zaman ayırmam çok zor.
Kadın girişimcilerin arttığı mecrada siz kendinizi nasıl görüyorsunuz?
Benim mantığım; ben kendimi burada görüyorum dediğin an sen bitmişsindir. Yani bu tevazu değil aslında, erdem de değil. Bu başka birşey, her zaman hedeflerin çok çok iyi olmalı ki en iyisi olmalısın. Çünkü öyle bir sektör ki en ufacık bir hatanda düşebilirsin veya çıkabilirsin de.
Rakip olarak gördüğünüz bir meslektaşınız var mı?
Bir insanın en büyük rakibi kendisidir. Benim en büyük rakibim kendimim, eğer birilerini rakip görürsem olduğum yerde sayarım hiç bir zaman ilerleyemem çünkü onları taklit ediyor olurum. Her zaman en iyisini yapabilmek için kendimle yarışıyorum.
ÇOCUK DA YAPARIM, KARİYER DE!
Hedefleriniz neler, kendinizi 5 yıl sonra nasıl görüyorsunuz?
Öncelikle sosyal medyanın bir sonunun olmamasını diliyorum; ama oldu ki bir sonu var gittiği yere kadar en iyi şekilde gitmeyi hedefliyorum. Belki ilerleyen zamanlarda; ama şu an öyle bir düşüncem yok, kendi markamı oluşturabilirim. Hazal Aydın markası çok değişik sürprizlerle gelebilir, sadece tekstil sektöründe değil çok farklı projeler var aklımda; ama bunu hayata geçirmek için çok erken. Ve tabiki beş yıl sonra inşallah ben de evli mutlu çocuklu olursam da güzel olur. Çocuk da yaparım, kariyer de (gülüşmeler)
Sosyal medya fenomenliği bir meslek mi?
Tam anlamıyla bir meslek diyemeyiz. Bu diğer meslek sahiplerine bir hakaret olur, bunun asla bir meslek olduğunu düşünmüyorum.ama bir meslek sahibi olan insandan daha çok efor sarfettiğimizi de dipnot olarak düşmek istiyorum. İnsanlar meslek sahibi olabilmek için okul okuyup yıllarını veriyorlar, biz kalkıp bu duruma meslek diyemeyiz lakin, nice meslek icra eden insanlardan daha çok çaba gösteriyoruz. Bizim bir çekimimiz 3-4 günü buluyor. Bir dakikalık bir video tanıtım çekimimiz bile günlerce sürüyor. Evet bir meslek değil ama belki bir meslek olur. Milli Eğitim Bakanlığı belki böyle birşey çıkartıp maaş bağlayabilir :)
DAR GİYMİYORUM, RENK KURALLARIM VAR!
Bu mesleği ideal olarak gören ve yapmak isteyen kadınlara tavsiyeleriniz nelerdir?
Biz muhafazakar kesimi temsil ettiğimiz için bizi örnek alan bir kitle var. Burada bir vebal de giriyor. Biz dozajını aşmadan doğru bir şekilde yapmaya çalışıyoruz. Yeni yeni fenomen olan benim profilimi bile kopyalayan çok kız var, bu benim hoşuma gidiyor. Öncü olabilmek çok güzel, bizim zamanımız geçicek, onların zamanı gelecek. Tabi vebal kısmı var, doğru şeklide yapmak lazım. Ben mesela firmalarımla sözleşme yaparken dipnot düşüyorum; dar giymiyorum, renk kurallarım var. Çok dikkat çekici renkler asla giymek istemiyorum. Arkamızdan devam edecek olan kızlarımıza da tavsiyem budur. Biraz daha dikkatli olmaları gerekli. islami çerçeveden çıkmadan muhafazakar modayı layıkıyla devam ettirmek çok önemli.
Sosyal medya hayatınızın neresinde, sizi ne kadar etkiliyor?
Tabiki de hayatımın merkezinde, aslında bütün herkesin hayatının merkezinde. Bizim için yemek-su gibi, mesela karı koca uyanıyorlar, kadın eşine günaydın demeden telefonuna bakıyor.(gülüşme) Keza sen de bir yeni evli olarak bunu yapıyorsundur. Bu artık kabul edilse de edilmese de hayatımızın kaçınılmaz bir gerçeği olmuş. Çünkü merak insan oğlunun fıtratında var. Aslında merakımızdan kullanıyoruz, insanlar da bizi merakından takip ediyorlar. Senin de ciddi bir kitlen var Seda, sen de bunu çok iyi biliyorsun. Özellikle muhafazakar yaşam tarzını merak ediyorlar. Çünkü bu zamana kadar muhafazakar kısmın önü çok kesildi, yeni yeni önümüz açıldı. Aslında sosyal medya doğru kullanıldığında çok ciddi kitlelerle çok iyi şeyler başarabiliyor. Mesela ben hayatımda toplayamayacağım kadar cüz topladım annemin vefatında. Annemin vefatının ikinci gününden 170 bin kelime-i tevhid topladım. Bu çok ciddi bir rakam, Kuran kursum olsa bu kadar toplayamazdım. O yüzden sosyal medya nasıl yönlendirip kullanmak istersen o şekilde yön verebileceğin bir mecra..
Günlük yaşantınızda sosyal medyaya ne kadar yer veriyorsunuz?
Ne kadar vakit geçirdiğimi bilmiyorum aslında saat olarak hiç hesaplamamıştım.
(Seda: Telefonunuzu alabilir miyim instagram’da ne kadar vakit geçirdiğinize bakacağım. Sonuç; bugün için 2 saat geçirmişsiniz saat henüz 15:00)
Maalesef farkına varmadan günümüzün bir çoğu orada geçiyor ve iş böyleyken nasıl fenomen olunmasın. ( gülüyor)
Sosyal medyada neşeli ve enerji dolu olan Hazal, gerçek hayatta da bu kadar neşeli mi?
Sosyal medyada sadece mutlu anlarımızı paylaşmaya çalışıyoruz. Çok büyük acılarımız kayıplarımız olmadığı sürece hayatımızı etkileyecek durumlar olmadığı sürece biz mutsuz hiç bir anımızı paylaşmıyoruz, Kendi adıma konuşmak gerekirse, çünkü bizi takip eden insanların moralini düşünmeliyiz. Bizde üzülüyoruz, takipçilerimizin morali bozuk olunca etkileniyoruz. O yüzden hayatımızı etkileyecek bir olay olmadığı sürece paylaşmamaya çalışıyorum; ama insan oğluyum nihayetinde benim de mutsuz anlarım olabiliyor.
Özellikle sayfasına girip örnek aldığınız halk diliyle stalk’ladığınız bir isim var mı?
Doğruyu mu söyleyim :) Ben aslında çok fazla kişiyi takip etmiyorum. Genelde zaten en yakın arkadaşlarımı ve firmaları takip ediyorum. Benim şöyle bir özelliğim var, tanımadığım insanın hayatını merak etmiyorum. Hatta ben takip ettiğim arkadaşlarımın profiline gece girip 4 gün önceki fotograflarından başlayıp beğeniyorum. Çünkü aktif olarak onları bile takip edemiyorum. Gece vakit bulduğumda herkesin profiline tek tek girip bakıp beğeniyorum, yani stalklamıyorum. (buna stalklamak denilmiyormuş deyip gülüyorlar )
ANNEM ÖLDÜĞÜ GÜN BÜYÜDÜĞÜMÜ ANLADIM!
Hayatınızın dönüm noktası nedir?
Hayatımın dönüm noktası; annem. Annemin vefatı, annem öldüğü gün büyüdüğümü hissettim. 25 yaşındayım, 3 gün önce 25 yaşıma girdim; ama annem öldüğü gün ben büyüdüm aslında. Bu bir gerçek; sadece annesi vefat edenler anlar.
50 yasında, annen vefat etse 50 yaşında büyüyorsun, bizim biraz erken oldu, takdiri ilahi. Allah öyle yazmış, hayat sorumluluğu bindi omuzlarıma. İki erkeğin sorumluluğu…
25 yıllık hayatım boyunca iş temposundan olsa gerek hiç çamaşır yıkamamışım ben mesela. Annem öldüğü zaman, haftalarca beyaz çamaşırlardan leke çıkartamadım. İşte o zaman farkettim. Yemek yapmayı bilmiyormuşum, kollarım yemek yağı izleriyle dolu.
Annesizlik çok kötü bir şey, çok mutlu bile olsan bir an yalnız kaldığında senin ciğerine hançer gibi saplanan bir acı. Eşini kaybeden başka eş buluyor, arkadaşını kaybeden başka arkadaş buluyor; ama anne bulunmuyor.
Yaşadığınız olay hayatınızı ve sosyal medyadaki kişiliğinizi nasıl etkiledi?
İyi ki sosyal medya varmış, çok akrabam yok benim. Akrabam yok; ama akrabamdan öte insanlar, dostlarım var hissettim. Cenazeme gelenler olsun, yanımdan ayrılmadılar. Bu çok güzel bir şey. Allah hepsinden razı olsun, bütün eş dost akraba takipçilerim benim acıma ortak olup benimle üzüldüler. Binlerce dualar edildi, hepimizi çok etkiledi; ama bir şekilde ayaklarımın üstünde durmam lazım benim, bu saatten sonra sorumluluğum çoğaldı. Hiç bir zaman geçmeyecek o anne yarası. Her zaman boynum bükük olacak, evliliğim olacak, düğünüm olacak, çeyizim olacak hiçbirinde annem olmayacak. Ama hayat devam ediyor toparlanmaya çalışıyorum.
Evlenmeyi düşünüyor musunuz? Evleneceğiniz kişi bir sosyal medya fenomeni olmalı mı?
Evlenmeyi düşünüyorum tabiki, kim evlenmeyi istemez ki; ama aklımdaki o profili henüz bulamadım :) Ben de evlenip hayırlı evlatlar yetiştirmek isterim kim istemez ki, arkandan dualar edecek sana bakacak bir evladın olmasın. Hayırlısı en yakın zamanda nasip olsun inşallah.
Ama sosyal medya fenomeni olamaz, no :) Bir yerde bir tane popüler insan yeter, iki tanesi olamaz. Niye tanısınlar benim kocamı, eşimi, gördüğünde niye desinler bu Hazal’ın eşi diye. İnstagram bile kullanmasın hatta.
Kıskanç mısınız? Çok aşırı kıskancım.
Hayatınızda biri var mı? Yok :)
7 MİLYON KİŞİ BENİ MERAK EDİYOR!
Sosyal medyada sizi seven ve sevmeyen insanlar var. İnsanların yorumları sizi ne kadar etkiliyor, eleştirilere karşı tahammül edebiliyor musunuz?
İlk zamanlarda çok oldu kızgınlığım. Savcının beni odasından kovduğunu bilirim, sürekli şikayete gidiyordum. İlk zamanlar süreli küfür yazanları mahkemeye veriyordum; ama artık alıştım. Bunun sonu yok önüne geçemezsin, sosyal medyanın insana verdiği garip bir cesaret var buna klavye delikanlılığı diyoruz. Aklına geleni düşünmeden yapan insanlar. Mesela kadın senin gözlüğünü beğenmiyor başlıyor baştan aşağı hakarete, hangi birini şikayet edebilirsin ki. Zaten bir insanı herkes severse o insanda sıkıntı vardır.
İnsanın sevilmeyen tarafı olmalı ki doğru insan olsun. Herkesle arası iyi olan insan doğru insan değildir bence. Benim de sevmeyenim çok var tabiki. 240 bin takipçim var ama istatistiklerde 7 milyon kişi girmiş bu hafta profilime, hepsi beni sevseydi takip ederdi. Sadece merak aslında..
BU SENE DERİ DETAYLAR ÇOK KONUŞULACAK
Sonbahar ve kış aylarında muhafazakar modada bizi neler bekliyor? Sizin tercihiniz ne olacak, trendleriniz nedir?
Firmalarla yaptığımız koleksiyon çalışmalarımızda, bu kış her üründe mutlaka bir püskül detaylar olacak. Kabanlarda tunik ve yeleklerde deri detaylar çok kullanılacak. Renk olarak kahve, vizon ve siyah tonları her kış olduğu gibi popülerliğini koruyacak bu sezon da. Geçen senenin modası şişme yelek ve montlar tekrardan bu sene ilgi görecek. Bu kış güzel modellerle muhafazakar modayı yeniden renklendireceğiz.
PROJELERİMİZ ÇALINIYOR!
Peki bu güzel çalışmaların ardından Hazal Pelin Aydın hangi projelerle takipçilerin karşısına çıkacak?
Çok güzel bir soruya değindin aslında :) çok projemiz var. Bunu burada madde madde anlatsam Hazal senin buna ömrün mü yeter dersin. Bir sezon, 6 aya nasıl sığacak diye düşünürsün; fakat bir projelerimizi dillendirmiyoruz. Çünkü biz çalışmalarımızı dillendirdiğimiz zaman bizden önce kopyalanıp çalınmış oluyor :) Bu durum çok üzücü. Ben kendi adıma konuşacak olursam firmamla yapacağım her hangi bir video klip çalışmasını dile getirdiğimde veya hayata geçirdiğimde ertesi gün bunun taklidi yapılıyor. Sen de iyi bilirsin bu mecrayı, o yüzden yapacağımız projeleri gizli tutuyoruz; ama çok güzel yurt dışı şehirler arası projelerimiz olacak. Firmalarla çok güzel çalışmalarımız var sosyal sorumluluk projelerimiz var.
Allah’ın izniyle inşallah sosyal medyayı gerektiği gibi, layığıyla kullanmaya çalışıyoruz. Gerek hayırlarımız olsun, biliyorsun ki hayır çok önemli. Rabbim hayırda da yarışınız diyor. O yüzden sosyal medyayı en doğru sekilde örgütlenerek insanları güzel hayırlara teşvik ederek en doğru şekilde yolumuza devam etmek.
Yarim 6 yıl önce
Birşey dikkatimi çekti ; dikkat çekici renkler vs. Giymiyorum dikkat ediyorum demiş ama fotoğraflarda hep dikkat çekici renkler var. Mor,parlament mavi bunlar dikkat çekmiyor mu ?
elif 6 yıl önce
Hazal seni instagramdanda takip ediyorum.Çok düzgün birisin.seni çok seviyorum
Ayse 6 yıl önce
Resmen bayıldım konuşmalarına tebrik ediyorum
Ebru 7 yıl önce
Gerçekten çok seviyoruz röportaj da çok güzel olmuş Maşallah
Kocakkbusra 7 yıl önce
Canim benim yuregine saglik cok tatlisin cokk