Denizli'de daha 20 yaşında iken başladığı tekstil işçiliğinde kendi tasarımlarıyla marka olma hayalleri kuran Nilgün Serttaş, devlet desteğiyle çıktığı yolculukta 1 yılda ihracatçı olmayı başardı.
Ankara'da lise öğrenimin ardından tasarımcı olma hedefiyle üniversite sınavına hazırlanan, bu sırada babasını kaybetmesiyle hayatı değişen Nilgün Serttaş, annesiyle birlikte Denizli'ye taşındı. Denizli'de tekstil fabrikalarında çalışmaya başlaması dönüm noktası oldu.
Makine başında dikim yaparken "ben olsaydım şu şekilde tasarlardım" diyen ve çocukluk hayallerini unutmayan Serttaş, 25 yılın ardından kendi işini kurma girişiminde bulundu. KOSGEB'den 100 bin lira makine ekipman desteği alarak atölye kiralayan Serttaş, 5 çalışanla kendi tasarladığı plaj kıyafetleri ile ev giyimi ürünlerini üretmeye başladı.
Fuarlara katılan, salgın sürecinde de internet üzerinde satış kanallarını geliştiren Serttaş, henüz birinci yılında ihracat yapmanın sevincini yaşadı. Nilgün Serttaş, yıllar boyunca işçi olarak çalıştığı firmalara tasarım konusunda fikirler verdiğini, daha iyisini yapacağına inandığı için "Artık yeter, kendi düşüncelerimi, markamı ön plana çıkarma zamanı geldi" diyerek yola çıktığını söyledi.
Aldığı devlet desteğiyle ilk adımı attığını anlatan Serttaş, şöyle dedi:
"Çok mutluyum, heyecanlıyım. Hayallerime sonunda ulaşabildim. Ürünlerimi ilk kez sergilediğim zaman oturup ağladım. Her sabah atölyeye koşarak gidiyorum. Daha önce başkasının işine giderken ayaklarım geri geri giderdi ama Allah’a şükür çok huzurlu şekilde kapımın kilidini açıyorum. Çalışanlarımla birlikte modellerimizi belirleyip, üretime başlıyoruz. Sürekli yeni kumaşlarla yeni şeyler dikmeye çalışıyoruz. Kumaşları yüzde 100 pamuklu olarak kendimiz dokuyoruz. Doğa dostu rahat elbiseler dikiyoruz. Bizdeki elbiselerde beden yok. İlk etapta bayan plaj, sonra salaş ve son olarak ev giyimi tarzında elbiseler üretiyoruz. Erkek kreasyonları işine de girmeye başladık."
Serttaş, çalışanlarının hepsinin kadın olduğunu, tasarımdan üretime kadar tüm fikirlerin tartışıldığını, bu ortamın ürünlere de yansıdığını anlattı. Tasarımlarını İngiltere, ABD, Yunanistan, Rusya ve Suudi Arabistan’a gönderdiğini, dış pazara odaklandığını dile getiren Serttaş, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu işe başladığımda bana, 'tasarım yaparak para kazanamazsın' diyenler oldu. 'Otur evinde komşuya bir şeyler dik daha çok para kazanırsın' dediler ama bunu konuşanlar aynı yerindeler. Ben ise kendimi onların çok çok üzerinde görüyorum. Elimdeki kısıtlı imkanlarla en iyi noktaya geldiğimi düşünüyorum. Hedefim iç ve dış piyasada iyi bir marka olmak."
BİR YORUM YAPIN 0