Son dönemde artan telefon dolandırıcılığında yeni olan ses klonlama yöntemini kullanarak ağına düşürdükleri insanları dolandıranlara karşı uzman isim bilişim hukukçusu Özlem Kurt'tan dikkat çeken uyarılar geldi.
Teknolojinin ilerlemesiyle birlikte ciddi bir artış gösteren ses klonlama dolandırıcılığı günden güne artıyor. Son dönemde siber sahtekarların kötü amaçlı kullandığı ses klonmayla birlikte ailenizden birinin ya da çocuğunuzun acil paraya ihtiyacı olduğunu düşündürüp para göndermenizi sağlayıp dolandırabiliyor.
"İKİNİZİN BİLDİĞİ BİR ŞİFRE OLUŞTURUN"
Dijital dolandırıcılıkta ses klonlayarak "Anne para gönder" dolandırıcılığının arttığını söyleyen bilişim hukukçusu ve Avukat Özlem Kurt, "Çocuğunuzla konuşurken sadece ikinizin bildiği bir şifre oluşturun. Başka hesap verirse şüphelenin" diyerek uyardı.
Finans Gündemi'nde yer alan habere göre; Makine öğrenmesiyle suçlar ve zararların da değiştiğine işaret eden Özlem Kurt, “O nedenle bunlarla uğraşma yöntemlerinin de kaçınılmaz değişmesi gerekir. Nitekim bilişim hukukuyla özel ilgilenen mahkemeler kuruldu. Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile Siber Güvenlik Başkanlığı kurulmasına karar verildi. Çünkü tüm dünyada olduğu gibi siber güvenliğin düzenlenmesine, bu risklerle baş etme yöntemlerine hazırlıklı olmaya ihtiyaç var. Bireyler kadar artık ülkeler için de birer güvenlik konusu” ifadelerini kullandı.
"ANNENİN DAHA ŞÜPHECİ YAKLAŞMASI ÇOK ÖNEMLİ"
Bugün gelinen noktada yapay zekânın artık insan gibi hareket edebildiğine işaret eden Özlem Kurt, “Telefonda konuştuğunuz kişi gerçekten siz çocuğunuz mu ayırt geçmek güçleşiyor. Yani ‘anne bana para gönderir misin’ dediğinde, sizi arayan ve yardım isteyen ses aslında bir yapay zekâ olabilir. O nedenle aile içindeki ilişkiler artık çok önemli.
Telefonun ucundaki ses, ‘para gönder’ dediğinde annenin artık daha şüpheci yaklaşması gerekiyor. O nedenle çocuğunuzla aranızda şifreli bir kelime oluşturun. ‘Parolayı söyle’ diyebilirsiniz. Kimsenin bilmeyeceği bir parola. Mesela limon. Limon demezse bilin ki o konuştuğunuz ses sizin çocuğunuz değil. Bir de çocuğunuz başka bir hesap numarası veriyorsa para göndermeniz için anne şüphelenmeli. Çünkü o ses de yapay zekâ… Bunlar tabii ütopik geliyor ancak olması gereken şeyler” diye konuştu.
"CEZALARDA ARTIŞ VAR"
Yine son dönemde verilerin çalınmasına yönelik şikayetlerde de artış olduğuna işaret eden Özlem Kurt, "Son dönemde teknolojinin hızlı gelişmesiyle bu tür dolandırıcılıklar çok hızlı arttı. Posta kutunuza bir e-posta düştü, gerçekten o mail doğru kişiden mi geliyor. O nedenle insanlar çok daha dikkatli olmalı. Çift doğrulama, bazen üçlü doğrulamayla güvenlik artırılmaya başladı. KVK verilerine göre, bilişim suçlarına verilen cezalarda artış var. Bu da çok önemli bir gösterge. İhbar bildirimleri de 8 bini geçmiş durumda, ancak bunlar sadece bildirilenler. Bir o kadar da bildirilmeyenler var” diye konuştu.
Tüm bunların bilişim suçları yerine, geleneksel mevzuata göre halen dolandırıcılık olduğuna işaret eden Kurt, “Yani mahkeme dosyasının listesinde halen dolandırıcılık olarak görülüyor” dedi. Kurt, veri hırsızlarının, daha çok teknoloji ya da e-ticaret şirketlerine gider gibi bir yanılgı olduğunu belirterek, “Hayır, her ölçekten, her sektörden şirketlere veri ihlali söz konusu oluyor. Artık hackerlık çünkü uluslararası bir gelir kaynağı ve çok ciddi fidyeler söz konusu” ifadelerini kullandı.
SUÇ DUYURUSUNDA BULUNMAK ÇOK ÖNEMLİ
Siber saldırıya uğrayan kişilerin öncelikle çok hızlı davranması ve savcılığa suç duyurusunda bulunmasının çok önemli olduğunun altını çizen Özlem Kurt, “Birinci adım savcılığa şikâyet. Çünkü bunu yapmadan dava açamıyoruz. Şayet yurt dışı kaynaklıysa, bankalarla iletişim önemli. Buradaki bankayla, yurt dışındaki muhabir bankayı irtibatlandırılmalı. Muhabir bankaya para transferini hesaba geçirmediyse durdurma kararı aldırmaya çalışılabilir. Ancak bunlar çok hızlı yapılmalı.
Çünkü siber güvenlikteki dolandırıcılık mekanizması çok geniş ve çok uluslararası. O nedenle ne kadar hızlı aksiyon alırsanız gücünüzün yettiği yerden durdurabilirsiniz. Şayet bu bir şirketse, şirkete dair bilgimiz varsa oradan da şikayet mekanizmasını işletebiliyoruz. Mevzuatlar bu konuda geliştikçe bunların önüne geçmek, hukuki süreci işletmek daha kolaylaşacak. Ancak risk gerçekleştikten sonra çok zor. Peki nasıl olmayacak? Bu noktada gizlilik ve güvenlik el ele diyorum” diye konuştu.
"GİTTİĞİNİZ YERDEN KONUM VERMEYİN"
Birçok kişinin artık Instagram’da fotoğraf etiketlemesini kaldırdığına işaret eden Özlem Kurt, "Bir de her gittiğimiz yerde bir konumumuzu veriyoruz. Bunu vermemeyi öğrenmemiz lazım. Gizlilik dediğimiz şey mahremiyet. Yakın gelecekte, en önemli kelime mahremiyet olacak. İnsanların ve şirketlerin kendi mahremiyetlerine sahip çıkmayı öğrenmesi gerek" uyarısı yaptı.
BİR YORUM YAPIN 0