
Akide şekeri, Osmanlı İmparatorluğu'nun en köklü ve sembolik tatlılarından biridir. Sadece bir lezzet olmanın ötesinde, devlet ve asker arasındaki bağı simgeleyen, ritüellerle dolu bir geçmişe sahiptir. Peki akide şekeri nasıl ortaya çıktı? İşte Osmanlı'nın tatlı mirası akide şekerinin tarihi serüveni...
Akide kelimesi, Arapça "akit" (sözleşme, anlaşma) kelimesinden türemiştir. Osmanlı döneminde akide şekeri, özellikle Yeniçeri Ocağı'nda önemli bir yere sahipti. Yeniçerilere üç ayda bir verilen maaş olan "ulûfe" törenlerinde, askerlere akide şekeri ikram edilirdi. Bu ikram, askerlerin devlete olan bağlılıklarını ve sadakatlerini simgelerdi.
AKİDE ŞEKERİNİN ORTAYA ÇIKIŞI
Akide şekerinin Osmanlı'daki tarihi, 17. yüzyıla kadar uzanır. İlk olarak IV. Murad döneminde (1612-1640) ortaya çıktığı düşünülmektedir. Zamanla, akide şekeri sadece askeri törenlerde değil, bayramlarda, düğünlerde ve diğer özel günlerde de ikram edilen bir tatlı haline gelmiştir.
AKİDE ŞEKERİNİN ÖZELLİKLERİ
Osmanlı döneminde akide şekerinin birçok çeşidi bulunmaktaydı. En bilinenleri arasında limonlu, güllü, tarçınlı, karanfilli ve naneli akide şekerleri yer almaktadır. Akide şekeri yapımı, ustalık gerektiren bir süreçtir. Şeker, su ve limon suyu gibi malzemelerin belirli oranlarda karıştırılıp kaynatılmasıyla elde edilen şurup, mermer tezgahlarda soğutulur ve ardından renklendirici ve aroma vericiler eklenerek şekillendirilir.
KÜLTÜREL ÖNEMİ
Akide şekeri, Osmanlı kültüründe sadece bir tatlı değil, aynı zamanda bir semboldür. Devlet ve asker arasındaki bağı, sadakati ve bağlılığı temsil eder. Ayrıca, misafirperverliğin ve ikramın bir göstergesi olarak da önemli bir yere sahiptir.
AKİDE ŞEKERİNİN BUGÜNÜ
Günümüzde akide şekeri, Türkiye'nin birçok yerinde hala üretilmekte ve tüketilmektedir. Özellikle Ramazan Bayramı'nda ve diğer özel günlerde akide şekeri ikram etmek, geleneksel bir adettir.



BİR YORUM YAPIN 0