Keşkül, Osmanlı saray mutfağının en sevilen ve günümüze kadar ulaşmayı başarmış eşsiz tatlılarından biridir. Kökeni 15. yüzyıla kadar dayanan bu geleneksel Osmanlı tatlısının ismi de çok özel bir hikayeye sahip. Peki keşkül-ü fukara ismi nereden geliyor? İşte detaylar...
Keşkül, Osmanlı döneminden günümüze kadar ulaşan, hem lezzetiyle hem de hikayesiyle gönüllere taht kuran bir tatlıdır. 15. yüzyıldan itibaren saray kayıtlarında adı geçen bu tatlı, zamanla halk arasında da yaygınlaşmış ve günümüze kadar ulaşmıştır. Rivayete göre, keşkül tatlısı ilk olarak dervişler tarafından dilenerek toplanan malzemelerle yapılmıştır. İsminin ardında yatan anlam ve tarih, bu tatlıyı sadece bir lezzet olmaktan çıkarıp, bir kültürel miras haline getirmiştir.
KEŞKÜL-Ü FUKARANIN TARİHİ
Anlatılara göre, Osmanlı döneminde dervişler, halktan topladıkları sadakalarla imarethanelerde (aşevleri) yemek pişirirlerdi. Toplanan bu sadakalarla yapılan yemeklerden biri de Keşkül-ü Fukara idi. Dervişler, bu tatlıyı yoksullara ve ihtiyaç sahiplerine dağıtarak, yardımlaşma ve dayanışma kültürünü yaşatırlardı.
KEŞKÜL-Ü FUKARA NE DEMEK?
Derviş Keşkülü"Keşkül" kelimesi, Farsça kökenli olup, dervişlerin omuzlarında taşıdıkları, içine sadaka topladıkları Hindistan cevizinden yapılan kaseye verilen isimdir. "Fukara" ise Arapça kökenli olup, yoksullar anlamına gelir. Keşkül-ü Fukara, bu iki kelimenin birleşimiyle, "yoksulların keşkülü" veya "dervişlerin yoksullara dağıttığı tatlı" gibi anlamlara gelir.
MANEVİ DUYGULARI TEMSİL EDİYORDU
Keşkül-ü Fukara ile ilgili bazı anlatılarda ise dervişlerin nefislerini terbiye etmek amacıyla dilenmelerinden bahsedilir. Dervişlerin topladıkları yiyecekler bir araya getirilir ve hazırlanan Keşkül-ü Fukara tatlısı ihtiyaç sahiplerine dağıtılırdı. Bu nedenle keşkül-ü fukara o dönem için kibri yok etmek ve nefsi terbiye etmek amacıyla dilenmeyi temsil ederdi.
GÜNÜMÜZDE KEŞKÜL-Ü FUKARA
Keşkül-ü Fukara, günümüzde de Türk mutfağının vazgeçilmez tatlılarından biridir. Özellikle Ramazan ayında iftar sofralarının baş tacı olan bu tatlı, hem lezzetiyle hem de hikayesiyle sofralara bereket ve anlam katar.
Keşkül-ü Fukara, sadece bir tatlı değil, aynı zamanda bir kültür ve geleneğin sembolüdür. Hikayesiyle, yardımlaşma, dayanışma ve paylaşma duygularını yansıtır. Bu nedenle, Keşkül-ü Fukara'yı yerken, sadece lezzetini değil, aynı zamanda bu değerleri de tatmış oluruz.
BİR YORUM YAPIN 0