'Bi kahve sohbeti' programına Gupse Özay'ı davet eden usta oyuncu Demet Akbağ, keyifli sohbet gerçekleştirdi. Akbağ'dan övgü üzerine övgüalan Gupse Özay, teşekkürlerini iletti.
“Deliha”, “Görümce”, “Eltilerin Savaşı” gibi beyazperdede rekor kıran filmlerin sonucunda Gupse Özay için övgü dolu konuşan Demet Akbağ,“Kendi kuşağında çok tatlı ve yetenekli bulduğum gençlerden birisin. Kendin yazıyorsun, kendin yaratıyorsun ve bununla da kalmayıp bir filmde de yönetmenlik yaptın. Sektörde bunu yapan tek kadın sensin” dedi. Akbağ’ın bu övgüsü üzerine “Hayran olduğum bir duayenden bunları duymak o kadar gururlandırdı ki” diyip teşekkür etti.
Gupse Özay, kendisine sorulan “Nedir senin bu eltiler ve görümcelerle derdin” sorusu üzerine erkek kardeşine aşırı düşkün kadını oynayan “Görümce” filmi ile yengesinden özür dilediğini itiraf etti: “Ben de görümceyim. Abimin eşine biraz çektirdim. Tabii yaptıklarımı filmde abarttım. Abimin eşi Jennifer yoga öğretmeni, çok ılımlı bir kadın. ‘Görümce’ filmiyle kendimle barışıp ondan özür diledim. Büyük bir aile olduğumuz için de diğer filmlerimde de akrabalık ilişkilerini bolca kullandım.”
SAĞLIK PROBLEMİ YAŞAYAN GUPSE ÖZAYDAN AÇIKLAMA
Deliha ve Görümce filmlerindeki rolleri için hızla kilo değişimi yaşayan ünlü oyuncu Gupse Özay, sağlık durumunun kötü olmasının üzerine hastaneye kaldırılmıştı. Özay, bu kötü haberi sosyal medya hesabında şunları yazarak takipçileri ile paylaştı: "Biliyorsunuz ki Deliha’nın ilk filminde epey kilo almıştım. Ardından Görümce filmimde epey verdim. Sonra Deliha 2’de tekrar aldım. Her seferinde alıp verdiğim kilolar da 20 küsürler. Şimdi başta baktım motivasyonla ve gazla acayip hızlı veriyorum- alıyorum. Etraftan gelen uyarılara da ‘yek yeaaaa bişi olmaz karaktere girmem lazım’ falan diyorum. Taaa ki sağlığım bana tokat atana kadar... Dedim yurtdışına gideyim orda vereyim. Gittim. Tayland’a. Detox merkezine. Oradaki Tayland’lı doktor, ikinci gün dedi ki test yapalım sana. Dedi senin tipin iyi değil şişsin. Test sonucu geldi. TSH oranım 185...(Tiroidi olanlar bilir) Ben stresten ve hızlı kilo alıp vermekten dolayı, hipotiroid, haşimato, karaciğer yağlanması ve hipoglisemi teşhisiyle Türkiye’ye geri gönderildim. Mart ayından beri tedavi oluyorum. Suçluyum; bunu hak ettim. Şimdi 17 kilo verdim. 5 kilo daha vericem ve bir daha asla kısa sürede kilo alıp vermeyeceğim. Çünkü gerizekalılık bu :) Özet; aman diyim doktor kontrolü olmadan asla kilo alıp verme olayını abartmayın. Dengeli olmak önemli. Bir de şekeri ekmeği falan net kesin. Yemeyin valla..."
Can. 4 yıl önce
Ömer Hoca... Nokta.
Buca 4 yıl önce
Ömer Türker Hoca'ya gelsin...
Egem 5 yıl önce
Haşimato hastalığının tedavisi üzerine bilimsel yayını olan kaç Türk doktoru var? Ama ağzı olan konuşuyor.
İzmirli. 5 yıl önce
Kendi kendine hızlı kilo alıp verebildiğini sanmıyorum. Bu hastalığın ilk evresinde hücrelerin hızlı ölümüne bağlı olarak çok miktarda tiroid hormonu kana geçiyor ve buna bağlı kilo kaybı, çarpıntı, huzursuzluk, uykusuzluk hali oluyor. Bu döneme haşitoksikoz dönemi deniyor. Daha sonra hücreler azaldıkça hormon düzeyi de azalıyor ve tipik, uzun süreli bulgular başlıyor: Kilo alma, unutkanlık, zihni yavaşlama, aşırı uyuma, halsizlik, eklem ağrıları, kabızlık, el/ayak/yüzde şişme, adet düzensizliği hatta kısırlık, kaşlarda ve saçlarda seyrelme... Tedavi: Erken dönemde çörek otu ve uygun dozda selenyum, geç dönemde tiroid hormonu takviyesi. Sonuç: Bambaşka bir hayat :))
Can. 5 yıl önce
Haşimato selenyum eksikliğinden olmaz. Kanda selenyum seviyesi ölçümü şart değildir. Kan selenyumu normal olan hastalara da selenyum tedavisi verilir, üstelik bir tablet selenyum bile kan selenyum seviyesini doyurmaya yeter. Günlük 400 mikrogramı aşmayan dozlar toksik değildir. Ağzı olan (ama haşimato hakkında bir tane yayını olmayanlar bile) konuşuyor... Haşimato, para tuzağı oldu.