Ünlü oyuncular Özge Özder, Gözde Kansu ve Aslı Tandoğan, New York seyahatlerinde unutulmaz bir olay yaşadı. Özge Özder, geçmiş yıllarda yaşanan ilginç olayı anlattı.
Özge Özder, Aslı Tandoğan ve Gözde Kansu'nun arkadaşlıkları yıllar öncesine dayanıyor. Ünlü oyuncuların yıllar önce New York seyahatlerinde yaşadıkları unutulmaz olayı Özge Özder anlattı.
Üç güzel oyuncunun 'Dudaktan Kalbe' dizisiyle başlayan ve günümüze kadar devam eden dostlukları, hiç kopmadı. Tüm özel günleri, doğum günlerini ve birçok seyahatlerini birlikte geçiren üçlü, macera dolu anlar da yaşadı. Kansu, geçtiğimiz yıllarda dil eğitimi için yurt dışına gitmeye karar verdi. Bu sırada yakın arkadaşları Özder ve Tandoğan da ona eşlik etmek istedi. Güzel oyuncular, hep birlikte yola koyuldular.
Özellikle New York'ta yaşadıkları unutulmaz anları, Özge Özder şöyle anlattı:
"Gözde, İngilizce eğitimi almak için 1.5 ay New York'ta kalacaktı. Aslı ve ben de gitmek istedik. Birlikte plan yaptık. Önce orada evde kalmak istemedik. Ancak başka insanlarla diyalog içinde olmak için yurtta kaldık. Valizlerimizi hazırlayıp yola koyulduk. Havaalanında da unutulmaz bir olay yaşadık. Dudaktan Kalbe dizisindeki yönetmenimiz Andaç Haznedaroğlu ve diziden arkadaşımız Fadik Sevin Atasoy ile havalimanında karşılaştık. Bana selam verip ortadan kayboldular. Daha sonra biz valizlerimizi almak için bekliyorduk. Yanımızda bir polis belirdi. Kimliğini gösterdi. 'Valizinizde değişik bir madde var, sizi sorguya alacağız lütfen benimle gelir misiniz?' dedi. Aramızda en panik Gözde. Bir anda eli ayağına dolaştı. 'Neler oluyor?' diye sordu. Ben de 'Şu an tutuklanıyoruz. Çantada bir şey varmış' diye cevap verdim. Gözde, o an bayılmak üzere. 'Bir yanlışlık var' diye durumu anlatmaya çalışıyorum, Aslı da aynı şekilde. 'Biz o değiliz, valizlerimizde bir şey yok' diyoruz. Biz bu korkunç şakaya maruz kalırken Andaç ve Fadik uzaktan bizi izleyip gülüyorlarmış."
Ünlü oyuncu, bir araya geldiklerinde bu ilginç anıyı ortak arkadaşlarına anlatıp o günü yeniden yaşadıklarını söyleyip sözlerine şöyle devam ediyor:
"Bize şaka yapan Erhan, Brooklyn'de emniyet müdürlüğünde çalışıyor. Oraya gelen Türk sanatçılarla da ilgileniyormuş. Andaç ve Fadik de onu tanıyormuş. Birlikte böyle bir şey düşünmüşler. Çok kötü şakalandık. O sırada gerçek havaalanı polisi gelip 'Ne oluyor, bir durum mu var?' diye sorunca şaka bozuldu. Andaç ile Fadik de ortaya çıktı. Tabii, biz de derin bir 'Ohhh' çektik. New York'a inanılmaz bir giriş yapmıştık."
BU KADARLA DA BİTMEMİŞ
Ekibin macerası bununla da bitmiyor. 1.5 ayı dolu dolu geçiren arkadaşlar, bu kez alışveriş yapmak istiyor. Orada tanıştıkları Erhan Bey'den yardım istiyorlar. Macera dolu ikinci güne başlıyorlar. Sabahın erken saatlerinde yola koyulan üç oyuncu, kendilerini yine korkutucu bir olayın içinde buluyor. Özder, yaşadıkları bu ilginç hikayeyi de şöyle anlatıyor:
"Outlet'e gitmek istiyoruz' dedik. Erhan bize araç göndereceğini söyledi. Yurdun önüne bir çıktık ki dev bir limuzin bizi bekliyor. Öğrenciler de 'Bunlar ne yapıyor?' diye bize şaşkınlık içinde bakıyor. Bir şoförle şehrin dışındaki outlet'e doğru yola koyulduk. Giderken polisler arkamızdan zangır zangır siren çalıyor. Arkadan farları yakıp 'Kenara çekin' diye işaret ettiler. Meğer arabanın vergi borcu varmış. Filmlerdeki gibi şoförü otomobilin üzerine yatırıp aradılar ve sonra kelepçeleyip götürdüler. Gözde'nin dili tutuldu, konuşamıyor. Dev bir otobanın ortasında aç susuz kaldık. Polise, 'Biz bu koskoca aracı götüremeyiz. Bizi böyle mi bırakacaksınız?' diyorum. 'Arayıp yardım çağırın' diyorlar. Sonra ben limuzini yolun kenarına çektim. Ardından hep birlikte küçük bir kamerayla belgesel çekimi yaptık."
BİR YORUM YAPIN 0