Türk sinemasının başarılı isimlerinden Alya Algan, tiyatro dalında Cumhurbaşkanlığı Kültür Sanat Büyük Ödülü'ne layık görüldü. Algan ödülünü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın elinden alacak.
1960'lara damgasını vuran filmlerde rol alan Alya Algan, kariyer yolculuğu hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Sahneye adım attığı günü bugün gibi hatırladığını dile getiren Algan, Aralık ayında düzenlenecek olan Cumhurbaşkanlığı Kültür Sanat Büyük Ödül töreninde ödülünü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan alacak.
"SEKİZ SENELİK KONTRAT ÇIKINCA COLUMBIA PICTURES'A GİRMEDİM"
Yaptığı açıklamada yıllar öncesine dönen sanatçı, "Tiyatroda çok iyi oyuncularla çalıştım. 1961'de Dram Tiyatrosu'nda ben 'Jeanne Darc'ı oynarken Ercüment Behzat Lav ise 'Empizitör'ü oynuyordu. Onlar bizi de oynatırdı. Behzat (Haki Butak) Baba, Zihni Rona, Mücap Ofluoğlu... Bu isimlerle çalıştım" dedi.
"SADRİ ALIŞIK'TAN ÇOK ŞEY ÖĞRENDİM"
Atıf Yılmaz'ın 'Ah Güzel İstanbul' filminde çok bütçesi olmadığı için kendisini tercih ettiğine dikkati çeken Algan, açıklamasında şu bilgilere de yer verdi:
"Sadri Alışık'tan çok şey öğrendim. Ben o zamanlar tiyatro oyuncusuydum. New York'ta oynayacaktım ama 8 senelik kontrat çıkınca Columbia Pictures'a girmedim. Çünkü ABD'de yaşamak istemiyordum. Gittiğimde eşyalarımı sandıktan çıkarmamıştım. Sandıktan çıkarıp, giyiniyordum. Gardıroptan değil... O zamanlar Muhsin Ertuğrul, Şehir Tiyatrosu'ndan istifa etmişti. Onunla Nişantaşı'nda bir konservatuvar açtık. Oradan Rutkay Aziz, Macit Koper, Taner Barlas çıktı. İyi ki orayı açmışız. Sinemadan çok şey öğrendim. 'Ah Güzel İstanbul' filmi şimdi Kıbrıs'ta üniversitede ders olarak okutuluyor. Columbia Üniversitesi'nde de ders gibi aldılar."
YUNUS EMRE'NİN ŞİİRLERİNİ İNGİLİZCE, ALMANCA VE FRANSIZCAYA ÇEVİRDİ
Yunus Emre'nin şiirlerini İngilizce, Almanca ve Fransızcaya tercüme eden Ayla Algan, Türkiyeyi tanıtmak amacıyla Dışişleri Bakanlığı'yla çok sayıda etkinliğe katıldığını söyledi.
Ayla Algan, Ermenistan'ın başkenti Erivan'da verdiği konsere de değinerek, "Konsere onların bir şarkısıyla başladım. Benden Çanakkale Türküsü'nü istemişlerdi. Ben orkestraya döndüm. Programda yoktu. Onlar çaldı, ben de söyledim. Dolayısıyla bütün konserlerimde bir şey öğrendim" şeklinde konuştu.
Ayrıca Avrupa'nın 13. yüzyılda karanlık bir devir yaşadığına işaret ederek Yunus Emre'nin önemine şu ifadelerle dikkat çekti:
"Yunus Emre'yi her yerde söyledim. Fransızca ve İngilizcesi güzel oldu ama Almancası çok iyi olmadı. Almanca yapısal bir dil. Bir duyguyu anlatmak için en az iki kelime gerekiyor. Yunusa da olmuyor. 'Sevi' diyor mesela Yunus, hem 'aşk' hem de 'barış' demek... 'Dava için gelmedim, sevi için geldim' diyor. Almancayı söyledim ama pek güzel olmadı" değerlendirmesinde bulundu."
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK VİDEO;
Okan Bayülgen'in Ajda Pekkan ile ilgili şakası gerçek oldu! Sosyal medyada herkesi şoke etti
BİR YORUM YAPIN 0