Ünlü iş insanı Cem Boyner'in kızı 39 yaşındaki Elif Boyner, dede toprağı Uşak'ın Sazak köyüne yerleşti. Ünlü isim, sık sık köyünden fotoğraflar paylaşıyor.
Son dönemde hem Türkiye'de hem de dünyada pek çok ünlü isim şehir hayatını terk edip köy yaşamını tercih ediyor. Bu kişiler arasında Elif Boyner de katıldı. Boyner Holding Yönetim Kurulu Başkanı Cem Boyner'in kızı Elif Boyner hayatıyla ilgili radikal bir karar alarak İstanbul'daki lüks hayatını bıraktı.
Yeni Asır'dan Kazım Yörükce'nin haberine göre, Cem Boyner'in Bilgün Sazak'tan olan kızı Elif Boyner sık sık dede toprağı olan Eskişehir Sazak Köyü'ne gidiyor ve zamanının büyük bir bölümünü burada yaşayan köylülerle geçiriyor. Yıllarca lüks mekanlarda şık kıyafetlerle görünen Boyner, şalvar ve lastik ayakkabılar giydiği karelerini sosyal medya hesabından paylaşıyor.
"KÖYLÜ" OLDU
Burada tamamen doğal ürünlerle beslenmeye çalışan Boyner, süt sağıyor, peynirini yapıyor ve kolları sıvayıp mutfağa giriyor. Yaşadığı deneyimleri sosyal medya hesabından paylaşan Boyner, takipçilerine "köyünüze dönün" çağrısı yapıyor. Köyünden, özünden uzaklaşmış olduğunu fark ettiğini belirten Boyner, "Köye döneceksem, köylülüğü de öğrenmem gerek tabii diyerek, birkaç günümü eğitimle geçirdim. Gün boyunca, ineklerle günlük rutini öğrendim. Önce süt sağmakla başladık, sonra aldığımız sütü eve götürdük, odun ateşinde ısıttıktan sonra kaymak yapmayı öğretti, ayrışan yağsız sütle de peynir yaptık" dedi.
Boyner, "Aslında hepimiz köylüyüz. Geri geleceğiz diyerek 'şehre' gelince birden koptuk. Köylülüğümüzü yüceltip, onu yaşatmaktansa, çirkin 'şehirler' yaratıp kirlendik ve kirlettik. Özümüzü yaşamayı bırakıp, sistemin parçası olmaya başladık. Dedelerimizden kalan topraklara ben geri döndüm" şeklinde konuştu.
"NEFSİ VE KİRLİ"
Köye yerleştikten sonra hayatında nelerin değiştiğinden bahseden Boyner, öncelikle köyde herkesin eşit olduğuna ve ötekileştirilmediğine değindi. Boyner, "Yeni dostlarımın hepsi benim soyadımı da köylerinin ağalarının torunu olduğumu da biliyordu. Masayı beraber kurduğumuz da oluyor, topladığımız da, ağır işi el ele kaldırdığımız da, ineğin pisliğini küreklediğimiz de. Kimse özellikle benim memnuniyetimle alakadar değil, herkes eş. Köyde, ne kadar mütevazisiniz cümlesini hiç duymadım. Hayatım boyunca, çok sıklıkla giydirdikleri bu sıfatla beni ne kadar öteki olarak gördüklerini, benim de bu sıfatı giyerek, hem kendimden hem de onlardan nasıl uzaklaştığımı ve muhabbetimizin ne kadar suni olduğunu fark ettim. Başkasını kendine üst ve ayrı görmenin nefsi ve kirli olduğunu gözlemledim" dedi.
BİR YORUM YAPIN 0