Metin Akpınar'ın kanlı bıçaklı hale geldiği evlilik dışı kızlarından Duygu Nebioğlu'nun açtığı 10 milyon liralık tazminat davasında Uğur Dündar tanık olarak dinlendi. Dündar, "Ben, Duygu Nebioğlu'nun Metin Akpınar'ın kızı olduğunu medyaya intikal eden son haberlerle öğrenmiş bulunuyorum, öncesi ile ilgili bir bilgi sahibi değilim" diye konuştu.
Metin Akpınar'ın 35 yıl önce evlilik dışı bir ilişkiden Duygu ve Sevgi adında ikiz kızları olduğu ortaya çıkmıştı. Aylarca konuşulan olayda Akpınar'ın kızlarından Duygu Nebioğlu, ünlü oyuncuya açtığı babalık davasını kazanmış, DNA testi ve mahkeme kararıyla Akpınar'ın öz kızı olduğunu kanıtlamıştı.
BABASINA 10 MİLYON TL'LİK TAZMİNAT DAVASI AÇMIŞTI
Sosyal medya üzerinden ve çeşitli televizyon programlarında yaptığı açıklamalarla Akpınar'a öfke kusan Duygu Nebioğlu, son olarak babasına 10 milyon liralık tazminat davası açmıştı. Akpınar'ın "Tek gecelik ilişkimdi, çocuğum olduğunu bilmiyordum" sözleriyle kendini savunduğu davanın görülmesine devam edildi.
Akseki Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülen 10 milyon liralık tazminat davasında Uğur Dündar tanık olarak dinlendi.
"METİN AKPINAR'IN BÖYLE BİR KIZI OLDUĞUNDAN HABERİM YOKTU"
Duygu Nebioğlu'nun Metin Akpınar'ın kızı olduğunu daha öncesinde bilmediğini ifade eden Dündar, gerçeği haberlerden öğrendiğini beyan etti ve şöyle konuştu:
"Ben, Duygu Nebioğlu'nun Metin Akpınar'ın kızı olduğunu medyaya intikal eden son haberlerle öğrenmiş bulunuyorum, öncesi ile ilgili bir bilgi sahibi değilim, 1986 yılından itibaren Hürriyet Gazetesinde 25 yıl süreyle çalıştım, ayrıca grubun televizyonlarında da görev yaptım, benim Hürriyette çalıştığım süreçte Metin Akpınar'ın böyle bir kızı olduğundan hiç bir şekilde haberim yoktu, ayrıca Hürriyet Gazetesine bu konuda bir haber geldiği ve yayınlanmadığı hususunda da hiç bir bilgiye sahip değilim, böyle bir haber gelmiş olsa o süreçte basın şehidi olan Çetin Emeç Hürriyet Gazetesinin Genel Yayın Yönetmeniydi, kardeşinin adı böyle bir olayda geçse yayınlayabilecek dürüstlükte ve cesarette birisiydi."
"BU HABER HİÇBİR ŞEKİLDE GELMEDİ"
"Gazete içerisinde hiç bir şekilde böyle bir haber dolaşmadı, ayrıca o tarihlerde basında müthiş bir rekabet vardı, diyelim ki Hürriyet Gazetesine geldi ve yayınlanmadı, rakip gazeteler örneğin Sabah gazetesi onu rahatlıkla yayınlardı, kaldı ki Hürriyette böyle bir sansür hiç bir şekilde duyumum dahilinde değildir" diyerek sözlerini sürdüren Nebioğlu, şu ifadeleri kullandı:
"Sorulduğu üzere 1988-1989 yıllarında doğrudan doğruya Çetin Emeç'e bağlı baş muhabir pozisyonunda görev yapmaktaydım. Bu olayı duyduktan sonra istihbarat şefi ve haber müdürü olan Uğur Cebeci ile de görüştüm, o da beni doğruladı ve hiçbir şekilde böyle bir haberin kendilerine gelmediğini söyledi. 1988-1989 tarihlerinde Hürriyet Gazetesinin Antalya Bürosu vardı, yanılmıyorsam bir de Akdeniz eki vardı. Antalya Büro doğrudan Akdeniz ekinde yayınlanırdı, eğer Akdeniz eki o tarihlerde yayında değil ise o haber doğrudan istihbarat şefi Uğur Cebeci'ye gelir, oradan da yazı işleri toplantısına aktarıldı. Genel Yayın Yönetmeni'nin de dahil olduğu bu kurul gelecek haberleri kendileri değerlendirirdi. Ben de zaman zaman bu toplantıya katılırdım. Benim bilgim ve görgüm bundan ibarettir"
BİR YORUM YAPIN 0