Kuran-ı Kerim'de 28. cüzde yer alan Cuma Suresi, sevabı çok olan en faziletli surelerdendir. Cuma vakti yaklaştığında daha fazilet kazanmak isteyen Müslüman kimselerin okuyabileceği Cuma suresinin Arapçasını okumak daha efdaldir. Peki Cuma Suresinin Arapça ve Türkçe okunuşu nasıl? Cuma suresinin fazileti ve sırları...
Mübarek Cuma günleri, gerek dünyevi gerek ahiret saadetimiz için çok önemli bir gündür. Allah katında sema kapılarının açık olduğu mübarek Cuma günü, Müslüman kimseler fazileti ve derecesi yüksek olan dualara yönelip, Allah'a ibadet etmelidir. Kalpten, samimi ve ihlaslı şekilde edilen her duanın Allah katında bir mükafatı olduğu unutulmamalı ve bu durum göz önünde bulundurularak riyadan sakınmış halde ibadet etmek gerekir. Cuma gününün gecesi ise ayrı bir faziletlidir. Toplum içerisinde Cuma gecesi için 'Perşembeyi cumaya bağlayan gece' kavramı sık sık duyulur. Bu cümle ilk duyulduğunda yeterince anlaşılamayabilir. Mantıken baktığımızda cuma gecesinin cuma gününün akşamı olarak düşünülse de dinimizde mübarek gecenin ismi için 'kendinden sonra gelen günün ismi' verilir. Dolayısıyla perşembenin gecesi muhakkak dolu dolu geçirilmelidir.
DİPNOT: Ebû Hureyre (r.a.)’ın naklettiklerine göre Sevgili Peygamberimiz (SAV), Cuma namazında Cum‘a ve Munafikûn sûrelerini okurdu. (Müslim, Cum‘a 61, 64)
CUMA SURESİNİN KONUSU NEDİR? CUMA SURESİ KAÇINCI CÜZDE?
Cuma Suresinin içeriğine baktığımızda bahsedilen ayetlerde Sevgili Peygamber Efendimiz (SAV)'in gönderilişindeki hikmetlere, Tevrat verilenlerin bu ilâhî emanetin yükümlülüğünü layığıyla taşıyamadıkları üzerinde durulup yahudilerin kendi isteklerine yönelik bazı bencilce iddiaları eleştirilmekte, cuma namazının Müslümanlar için ne kadar önemli olduğuna ve bu ibadetin manası üzerinde durulmaktadır.
Kuran-ı Kerim'in 28. cüzündeki 552. sayfasında yer alan Cuma Suresini Cuma vaktinde okuyarak Allah'ın izni ile sevaplarınızı ikiye katlayabilirsiniz...
CUMA SURESİ ARAPÇA OKUNUŞU:
(DİYANET) CUMA SURESİ MEALİ:
Rahmân ve Rahîm olan Allah´ın adıyla
Göklerdeki ve yerdeki her şey, mülkün sahibi, mukaddes, mutlak güç sahibi, hüküm ve hikmet sahibi olan Allah'ı tespih eder.O, ümmîlere, içlerinden, kendilerine ayetlerini okuyan, onları temizleyen, onlara kitabı ve hikmeti öğreten bir peygamber gönderendir. Halbuki onlar, bundan önce apaçık bir sapıklık içinde idiler. (Allah o peygamberi) onlardan henüz kendilerine katılmayan başkalarına da göndermiştir. O mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir. İşte bu, Allah'ın lütfudur. Onu dilediğine verir. Allah büyük lütuf sahibidir. Tevrat'la yükümlü tutulup da onunla amel etmeyenlerin durumu, ciltlerle kitap taşıyan eşeğin durumu gibidir. Allah'ın âyetlerini inkar eden topluluğun hali ne kötüdür! Allah, zalimler topluluğunu hidayete erdirmez. De ki: "Ey Yahudi akidesini benimseyenler! Bütün insanlar değil de, yalnız kendinizin Allah'ın dostları olduğunu iddia ediyorsanız, (bunda da) samimi iseniz haydi ölümü isteyin!" Ama onlar, daha evvel yaptıklarından dolayı asla ölümü istemezler. Allah zalimleri hakkıyla bilir. De ki: "Sizin kendisinden kaçıp durduğunuz ölüm var ya, o mutlaka size ulaşacaktır. Sonra gaybı da, görünen âlemi de bilen Allah'a döndürüleceksiniz de, o size yapmakta olduklarınızı haber verecektir.
Ey iman edenler! Cuma günü namaz için çağrı yapıldığı zaman, hemen Allah'ın zikrine koşun ve alışverişi bırakın. Eğer bilirseniz bu, sizin için daha hayırlıdır. Namaz kılınınca artık yeryüzüne dağılın ve Allah'ın lütfundan nasibinizi arayın. Allah'ı çok zikredin ki kurtuluşa eresiniz.(Durum böyle iken) onlar bir ticaret veya bir oyun eğlence gördükleri zaman hemen dağılıp ona koştular ve seni ayakta bıraktılar. De ki: "Allah'ın yanında bulunan, eğlence ve ticaretten daha hayırlıdır. Allah, rızık verenlerin en hayırlısıdır.
BİR YORUM YAPIN 0