İslam'ın 5 şartından biri olan zekat, maddi durumu elverişli kişilere mahsus bir ibadettir. Zenginlik ölçüsü olan zekat, dinin belirlediği miktarda mal varlığı olan kişilerin, Allah rızası için malından bir kısmını vermesidir. Peki, camiye ya da bir hayır kurumuna zekat verilir mi? Kuran kursları, camiler ve hayır kurumları zekat kapsamına girer mi?
İslam dini ekonomik denge, toplumsal birlik, beraberlik ve dayanışmaya önem verir. Dolayısıyla zenginin malı üstünde yoksulun da hakkı bulunmaktadır. Zenginin eliyle yoksulu kalkındırmayı hedefleyen İslam dini, maddi durumu iyi olan kişileri zekatla yükümlü tutmaktadır. Zekatta malın kaçta kaçının verileceği, kime verileceği, hangi malların verileceği gibi hususlar açıkça belirlenmiştir ve bu kuralların dışına çıkılamaz. Peki, camiye zekat verilir mi? Cami, Kuran kursu ya da hayır kurumlarına zekat verilir mi?
CAMİYE YA DA HAYIR KURUMLARINA ZEKAT VERİLİR Mİ?
Zekatın verileceği yerler Kuranı Kerim'de açıkça belirlenmiştir. Buna göre Allah Teala, "Sadakalar (zekât gelirleri) ancak şunlar içindir: Yoksullar, düşkünler, sadakaların toplanmasında görevli olanlar, kalpleri kazanılacak olanlar, âzat edilecek köleler, borçlular, Allah yolunda (çalışanlar) ve yolda kalmışlar. İşte Allah’ın kesin buyruğu budur. Allah bilmekte ve hikmetle yönetmektedir." (Tövbe 9/60) buyurmaktadır.
-
Ayet ve hadisler bağlamında, Allah'ın belirlediği yerler dışında başka yerlere zekat verilmesi caiz değildir. Bu nedenle cami, Kuran kursu veya hayır kurumlarına zekat verilmez.
Diyanet İşleri Yüksek Kurulu'nun 12. 07. 2017 tarihli kararınca şu fetva verilmiştir:
Zekâtın sarf yerleri, Kur’ân-ı Kerîm’de (et-Tevbe, 9/60) belirlenmiştir. Hz. Peygamber (s.a.s.) de toplanan zekâttan kendisine hisse verilmesini isteyen bir zata hitaben, "Yüce Allah, zekât (taksimi) hususunda ne bir peygamberin ne de başkasının hükmüne razı olmadı, onunla ilgili hükmü kendisi verdi ve onu sekiz sınıfa taksim etti. Eğer o sınıflardan isen sana hakkını veririm." (Ebû Dâvûd, Zekât, 23 [1630]) buyurmuştur. Bu itibarla, belirli şartları taşıyan Müslümanların yükümlü oldukları zekât ve fıtır sadakasının, Kur’ân-ı Kerîm’de Cenâb-ı Hak tarafından belirlenen yerler dışında herhangi bir yere verilmesi veya cami, köprü, yol, okul, yurt, suyolu vb. hayır işlerine sarf edilmesi fakihlerin çoğunluğunca caiz görülmemiştir. Zira zekât ve fıtır sadakasının sahih olmasının şartlarından biri de temliktir. Temlik, eşya üzerindeki mülkiyet hakkını veya malî bir hakkı başkasına devretmeyi ifade eder. Bu sebeple özellikle Müslüman fakirin ve ihtiyaç sahibinin hakkı olan ve ancak temlik etmekle yükümlünün zimmetinden düşen zekat ve fıtır sadakasının, tüzel kişilere, hayır kuruluşlarına verilmesi caiz görülmemiştir (el-Fetâva’l-Hindiyye, 1/188). İlgili âyetteki "Allah yolunda" anlamına gelen "fi sebîlillah" ifadesi, kendisini Allah yoluna ve İslâm’a adamış hac yolcuları, askerler ve ilim için yola çıkan gerçek kişiler olarak yorumlanmıştır.
BİR YORUM YAPIN 0