Yemin, Allah'ın ismini zikrederek sözünü kuvvetlendirmek anlamına gelir. İnsanlar bazen karşı tarafı ikna etmek ya da sözüne geri dönülmez bir boyut kazandırmak için yemin etmektedir. Peki, yemin etmek günah mıdır? Yemin edince o işi gerçekten yapmak gerekir mi? Yemini bozunca ne olur? Yemin kefareti nedir?
"Yemin olsun ki...", "Yemin ederim...", "Vallahi, Billahi, Tallahi", "And olsun", "Allahıma kitabıma" gibi ifadeler yemin etmek için kullanılır. Bazı insanlar sürekli yemin ederek konuşur. Ancak bu doğru değildir. Yemin etmek mübah (yapılmasında sakınca olmayan) bir davranıştır ancak yemin etmeyi alışkanlık haline getirmek ve gerekli gereksiz her şeye yemin etmek dinen doğru bulunmamıştır. Bununla birlikte yemin eden kişi, yeminin yerine getirmelidir.
Yemin etmek dinen mübah kabul edilmiştir. Yani, edilmesinde bir sakınca yoktur ancak gerekli gereksiz yemin edilmemelidir. Yemin, güçlü bir sözdür ve ağızda alışkanlık haline gelip sıradanlaştırılmamalıdır.
YEMİN BAĞLAYICI MIDIR? YEMİNİ BOZARSAN NE OLUR?
Diyanetin fetvasına göre; yerine getirilmesi mümkün ve mübah olan bir şeyi, ileride yapacağına veya yapmayacağına yemin eden kişi, bu yeminini yerine getirmelidir (İbn Abidin, Reddül Muhtar, 3/702-703). Nitekim Kuranı Kerim'de şöyle buyrulmaktadır:
-
"Yeminlerinizi koruyunuz (yerine getiriniz)" (Maide suresi 5/89).
-
"Allah adına yaptığınız ahitleri yerine getirin. Allah’ı kefil tutarak kuvvetlendirdikten sonra yeminlerinizi bozmayın. Şüphesiz ki Allah, yaptıklarınızı bilir." (Nahl suresi 16/91).
Dolayısıyla bir Müslümanın yemin etmekten kaçınması gerekir. Eğer yemin etmişse de yeminine bağlı kalması gerekir.
YEMİNİN KEFARETİ NEDİR? YEMİN KEFARETİ NASIL ÖDENİR?
Yemin, kişi için bağlayıcıdır. Bir kişi yemin ettikten sonra onu yerine getirmezse kefaret ödemelidir. Yeminin bozan kişi kefaret öder. Yemin kefareti ise sırasıyla birlikte Kuran'da belirtilmiştir (Maide suresi 5/89). Yemin kefareti ve sırası şöyledir:
-
Yeminin bozan kişi on fakire birer fitre (fıtır sadakası) miktarı veya bir fakire on ayrı günde her gün birer fitre miktarı para vermelidir veya on yoksulu sabah akşam doyurmalı ya da giydirmelidir.
-
Buna gücü yetmiyorsa ara vermeden üç gün oruç tutması gerekir.
Din İşleri Yüksek Kurulu, toplumda yaygın olarak kullanılan "Şu işi yaparsam çocuklarımın ölüsünü göreyim, Allah canımı alsın, ölümü gör." gibi ifadelerin beddua içerikli cümleler olup yemin sayılmadığını ve kefaret gerektirmediğini söylemiştir. Beddua etmek dinimizde hoş görülmediğinden bu tür ifadeleri kullanmaktan uzak durulmalıdır.
BİR YORUM YAPIN 0