Kendini 'amatör mantar dostu ve araştırmacısı' olarak tanımlayan Naim Güleç, gündelik yaşantısında doğal mantar tüketimini ihmal etmeyen kimseler için toplama sırasında dikkat edilmesi gerekenleri ve mantar keşfi için yanımızda neler bulundurmamız gerektiğini anlattı.
Kılık kıyafetten tutun sepet malzemelerine kadar detaylıca anlatan Naim Güleç, Yasemin.com editörlerinden Ebrar Albayrak'a konuştu. Bugüne kadar 178 adet doğal mantarın tadına bakan Güleç'in Yasemin.com'a özel çok önemli açıklamaları...
Yasemin.com/ ÖZEL
- Mantar yolculuğuna hangi kıyafetlerle çıkılır? Mantar toplarken yanımızda bulunması gereken olmazsa olmaz malzemeler neler?
Mantar toplamaya giderken bazı malzemelerin vazgeçilmez olduğunu unutmamalıyız. Bunların başında sepet gelir. Sepet mantarı korur. Siz ormanda gezerken mantar sporlarının yayılmasına da yardımcı olur. Çok geniş olmayan içi derin bir sepetle ormana gidilirse gezerken ağaçlardan çer çöp sepete daha az girer, dökülür. Mümkünse ağzı kapatılabilen bir sepetle ormana girilmeli. Yanınızda mutlaka bir çakı ve fırça bulunmadır. Zira mantarı ormanda temizlemelisiniz, evde değil. Poşetle mantara gidilmesine mantar dostları olarak kesinlikle karşıyız.
Mutlaka mevsimine göre kıyafet giymek gerekir. Gezerken terleyeceğinizden veya ıslanacağınızdan dolayı birkaç tane yedek tişörtü, kıyafeti bagajda bulundurun. Tişörtün üstüne bir gömlek veya mont giymelisiniz ki kollarınız ve vücudunuz dikenlerden, dal budaktan iyi korunabilsin. Kafayı korumak için de yazın kep, kışın bere giyilebilir.
Yağmur yağma ihtimaline karşılık yağmurluk bulundurulabilir. Taşınması kolay ancak vücudu sıcak tutan bir polar getirilebilir. Yağmur geçirmeyen ve kaymayan bir bot da önemli. Dikenlerden korunmak için kot pantolon gibi kalın bir pantolon ya da ıslak zeminden etkilenmemek için yağmur pantolonu tercih edilebilir.
- Mantar bulduğumuzda koparırken nelere dikkat etmeliyiz? Mantar toplamada en önemli püf noktalar neler?
Temel kuralımız mantarları toplarken misel yapısına zarar vermemektir. Mantarlar kesinlikle çakıyla kesilmeli diye biliniyordu. Son dönemdeki araştırmalar bunu mutlak doğru olarak kabul etmemizi engelliyor. Hatta mantarların kopartılarak toplanmasını öneren yayınlar var. Tabi bazı türleri halen keserek toplamak önemli. Sözgelimi istiridye mantarları bu gruba girer. Özetle misel yapısına zarar vermeden toplamamız gerektiğini bilelim, yeterli.
Amacınız tanımadığınız bir mantar hakkında bilgi edinmekse o zaman mantarı toplama şekli değişir. Sözgelim Amanita ovoidea mantarını tanımıyorsunuz. Araştıracaksınız veya birine soracaksınız bu ne mantarı diye. O zaman mantarı olabildiğince bir bütün haliyle, köküyle birlikte koparmanız öyle fotoğraflamanız gerekir. Sözgelimi Amanita ovoidea ile Amanita proxima türleri ayrıştıran en önemli detay kökteki sarılıktır. Sapından kopartıp bana sorsa birisi, kökü nerede bunun diye sorarım kendisine.
DOĞRU TANIMLAMA İÇİN DOĞRU FOTOĞRAF ÇEKİMİ ŞART
Mantarı iyi tanımlayabilmek için mümkünse küçük, orta ve büyük örnekleri birlikte fotoğraflamalısınız. Birini ikiye ayırıp kesitini göstermelisiniz. Ayrıca hem sap, hem kök, hem şapka hem de lamel yapısı fotoğrafta görülmeli ki tanımlama kolay yapılabilsin. Ormanda ne kadar titiz çalışırsanız bir mantarı tanımlamak o kadar kolay olur. Doğru bir tanım için mantarların doğru şekilde fotoğraflanması, kopartılması ve muhafaza edilmesi çok önemli bir husustur.
Peki mantarı topladınız, fotoğraflarını da güzelce çektiniz, kime tanımlama yaptırabilirsiniz. Sosyal medyada “Mantar (Fungi)”, “Türkiye Mantar Avcıları”, “Mantar ve Yaban Topluluğu”, hatta meteoroloji ile mantar arasındaki irtibatı değerlendirmek için “MeteoMantar(Fungi)” gibi gruplar, sayfalar var. Yabancı gruplardan ise Fungi Magazine önemli bir tanımlaya yeri. Sosyal medyada benim gibi amatör olarak mantarları tanımlayan, tanımlamaya çalışanlar arkadaşlarımız var. Aramızda çeşitli üniversitelerden mikolog hocalarımız da var. Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi’nden Prof. Dr. Mehmet Halil Solak ve Doç. Dr. Hakan Allı, Kastamonu Üniversitesi’nden Prof. Dr. Sabri Ünal, Çukurova Üniversitesi’nden Doç. Dr. Hatıra Taşkın, Osmaniye Korkutata Üniversitesi’nden Dr. Fuat Bozok hocalarımız bize tanımlamalarda çok yardımcı oluyor, bilgilerini bizimle paylaşıyorlar.
Burada bir parantez açalım. Ülkemizdeki mantar zenginliği henüz tam keşfedilmemiş durumda. Bir ilimiz büyüklüğündeki iki iklimli bazı Avrupa ülkelerinde bile tanımı yapılan mantar sayısı 6 bini aşmışken 4 iklimli ülkemizde henüz 2.500’lerde olmamız bir eksikliktir. Kaldı ki bu sayı 10 bini de bulabilir. Ülkemizdeki bu bakirlik yabancı bilim adamlarının da ilgisini ve dikkatini çekiyor. İşte bunların önde geleni Bulgaristan’dan Dr. Boris Assyov. Kendisi Bulgaristan Bilimler Akademisi’nde mikolog olup mantarların isimlendirilmesi, ekolojisi, mantar kaynaklarının sürdürülebilir kullanımı gibi konularda uzman. Hem bazı türlerin araştırılması konusunda ülkemizdeki mikologlarla birlikte çalışıyor hem de sosyal medyadaki başta Türkiye Mantar Avcıları olmak üzere çeşitli gruplarda mantar tanımlama konusunda elinden geleni fazlasıyla yapıyor.
Bu arada, bir konuya temas etmek isterim. Biz mantar alanında kendimizi bırakın mikolog olarak tanımlamayı “amatör mikolog” şeklinde dahi tanımlamıyoruz, bizler “amatör mantar dostlarıyız” ya da bir tık üstü olarak “amatör mantar araştırmacı”larıyız. Sertifikalı eğitimler düzenlenip başarılı olanlar olursa belki “amatör mikolog” denilebilir.
Sosyal medyanın haricinde tanımlama yapabilmek için internet üzerinden birçok kaynağa da ulaşabilirsiniz. Mantarları daha yakından tanımak için şu kaynaklara göz atabilirsiniz:
www.mantaravciligi.blogspot.com.tr
www.mantar.pro
www.funghi.funghiitaliani.it
www.rogersmushroooms.com
www.mushroomexpert.com
Yerli olan kaynaklardan Mantar Avcılığı, Sinop Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Yakup Erdem Hocanın kurduğu bir blog. Orada yüzlerce türle ilgili detaylı bilgiye ulaşılabilir. Yakup Hoca, kendisi bir mikolog olmasa da akademisyenliğin verdiği tecrübeyle mantarlar üzerine disiplinli şekilde eğildi ve “Mantar Avcısının El Kitabı” isimli hacimli bir eser hazırladı. Mantarların Türkiye’nin gündemine gelmesi için emek harcayanların başında gelen ve benim de kendisinden bir dönem çok istifade ettiğim amatör sertifikalı mikolog Jilber Barutçiyan’ın “Türkiye’nin Mantarları-I” kitabı çok önemli bir açığı kapattı ancak piyasada bulunmuyor. Bu nedenle Yakup Hocanın “Mantar Avcısının El Kitabı”, mantarları doğru tanımlama yapabilmek için temin edebilecek bir eser olarak öne çıkıyor.
LİTERATÜRE KATKI YAPAN AMATÖR MANTARCILAR VAR
Dünyada 10 binin üzerinde makro mantar türü var. Bunlar tanımlanabilenler, tanımlanamayan bir bu kadar olabilir. Ülkemizde ise 2.500 civarında tür tanımlanıp üzerinde bilimsel çalışma yapılmış durumda. Henüz tanımlanamayan, denk gelinmeyen ormanlarımızda yüzlerce tür var, keşfedilmeyi bekliyorlar. Amatör mantar araştırmacıları yeni türlerin kayıt altına alınmasına katkı da sağlıyor. Türkiye’de ilk kez bulduğum birkaç mantar kayıt altına alındı. Yakın zamanda çok sevdiği doğada trekking yaparken kaybettiğimiz Eralp Aytaç arkadaşımız, içimizde en iyi olandı. Vefat ettiğinde yatağının altından Türkiye’de kaydı olmayan birkaç mantarın kurutulmuş hali bile çıktı. Titiz çalışan, kendisini çok geliştiren bir mantar dostuydu. Biz hepimiz tıkanınca o bir kapı aralardı. Ne yapıp edip mantarı tanımlamayı başarırdı. Kendisini rahmetle anıyoruz. Mantarlara özel ilgisi olan kişilere destek olunmalı, kendilerini geliştirme imkânı sağlanmalı.
Mantarları araştırma ve tanımlama konusunda merhum Eralp Aytaç’tan sonra Ferhat Gündoğdu arkadaşımız öne çıkıyor. Yurt dışında da yaşamanın avantajıyla son yıllarda kendisini çok geliştirdi. Zor türleri tanımlama konusunda gayet başarılı bir arkadaşımız.
Mantar toplamak ve sonra bunların hangi tür olduğunu öğrenmek isteyenlerin sosyal medya üzerinden müracaat edebileceği arkadaşlarımızdan bazılarının adlarını, kendimi de dahil ederek isim sırasıyla şöyle zikredebilirim:
Adnan Sınar, Ahmet Oğuz, Ahmet Pehlivan, Aktaş Gürzoğlu, Apo Kara, Deniz Karaoğlu, Erdal Baş, Cem Can, Cemal Hünerci, Cemal Özdemir, Faruk Yeşilyurt, Ferhat Gündoğdu, Göksun Siirt, Hakan Sezen, Hüseyin Akkılıç, İhsan Bostan, İsmail Hakkı Erdoğan, Mehmet Durmaz, Müjdat Gezer, Naim Güleç, Nail Sarı, Niyazi Uluçoban, Özlem Morgül, Osman Efe, Refik Güler, Roni Aran, Sabit Undar, Selim Sağol, Selman Ecirli, Sevim Şahin, Yakup Erdem, Ziyafet Arslan.
Bu arkadaşlarımızın bazıları tanımlama konusunda öne çıkarken bazıları saha tecrübesiyle dikkat çekiyor. Bazıları da bazı türler üzerinde uzmanlaşmıştır. Sözgelimi Niyazi Uluçoban, Müjdat Gezer ve Ziyafet Arslan trüf konusunda Türkiye’nin önde gelen isimleridir. Elbette mantar alanına yoğunlaşan daha birçok arkadaşımız var. Ancak zikrettiğim isimleri arayıp bulursanız mantarları arama, bulma, tanıma ve doğru tanımlama konusunda hızlı yol kat edebilirsiniz.
DOĞRU TANIMLAMA ZEHİRLENMEYİ ÖNLER
Lezzetli bir mantarı başkasının tanımlamış olması onu gönül rahatlığıyla yiyeceğiniz anlamına gelmez. Mutlaka kaynakları iyi inceleyip rengini, kokusunu, kıvamını, yapısını v.b. özelliklerini iyice incelemeniz, yüzde 100 emin olmasınız. Türü tanımladınız, eminsiniz, bu durumda bile ilk kez yiyeceğiniz mantardan en fazla 40-50 gram yemenizi tavsiye ederim. Ben öyle yapıyorum. Çok bilinen lezzetli türler harç bir mantarın 3-5 kez farklı tarihlerde tadına bakmadan başkasına yemesi için tavsiye kesinlikle etmem. Mantarın şakası olmaz ancak korkuyla da mantarlara yaklaşılmaz. Doğru tanımlamak, türleri doğru teşhis etmek mantardan zehirlenmelerin önüne geçecektir.
Mantarlardan korkmayalım, sadece onları iyi tanımak için çaba sarf edelim, iyice araştıralım.
Mantarları araştırdıkça onları emin olun onları çok seveceksiniz.
Devam edecek….
MANTAR DOSTU VE ARAŞTIRMACISI NAİM GÜLEÇ KİMDİR?
1975 yılında Kastamonu’da dünyaya gelen mantar dostu ve araştırmacısı Naim Güleç’in mantara olan ilgisi ve merakı, memleketindeki verimli arazilerin mantara elverişliliğinden kaynaklanıyor. Daha çocukken yaklaşık 10 mantar türünü öğrenen Naim Güleç’in mantara olan ilgisi ilerleyen dönemlerde devam eder. Üniversite eğitimi için geldiği İstanbul’da mantarların olup olmadığını merak ederek ilk olarak Beykoz Polonezköy tarafında gider. Kastamonu’daki mantar türlerini burada bulamayan Naim Güleç, karşılaştığı yeni türleri tanımanın peşine düşer. Ormanları iyi bilen Cemal Hünerci ile karşılaşır. Birlikte yıllar sürecek keşfe koyulurlar. Zamanla mantara ilgi duyan onlarca dost da edinir. İstanbul’dan Erzincan yaylalarına, Uludağ’dan Amanos dağlarına kadar birçok bölgede araştırma yapar. Çocukluğunda başlayan ve İstanbul’da 15 yılı bulan bilgi, birikim ve deneyiminin bir sonucu olarak bine yakın türle tanışır, tanımlar ve yeni türlerin Türkiye literatürüne kazandırılması için çaba harcar. Yeni türleri keşfederken 178 mantar türünün tadına da bakar.
Osman EFE 4 yıl önce
Naim hocam tebrik ederim çok güzel bir bilgilendirme çalışması olmuş. Başarılar diliyorum üstadım ...
halil 5 yıl önce
çok pratik bir bilgi vereyim. bir mantarda kurt varsa o mantar cinsi zehirli değildir ve yenir. gerisini at çöpe.
M. Cem 4 yıl önce
Rahmetli de aynen bunu söylerdi.
Hasan 5 yıl önce
Halil milleti öldüreceksin Halil. Allah korusun verdiğin bu pratik bilgiyle öbür tarafı boylaman yakındır haberin olsun. Dünyanın en zehirli mantarlarını kurtlar kuşlar ya da diğer memeli hayvanlar yese bile hiç bir etkisi olmaya bilir. Lütfen bu bilgiyi yaymaktan vaz geç ve biraz bilimsel olarak oku mantarlar hakkında genelleme yapılamayacağını zehirli ya da zehirsizdir demenin kolay yolu olmadığını.
altan 5 yıl önce
anca kahkaha atılır bu yorumuna, Allah akıl fikir versin. Verilen bilgiler de komik.
Adem 5 yıl önce
Güzel bir söyleşi olmuş insanlar için yeni ufuklar açar
Amatör mantarcı 5 yıl önce
Naim beye bu yararlı bilgileri için teşekkür ederiz. Kendisinden, bu bilgilere her an ulaşabileceğimiz bir web sayfası yada bir kitap bekleriz.