Tüm dünyada ölüm nedenlerinin başında yer alan kalp ve damar hastalıklarından her 40 saniyede 1 kişi hayatını kaybediyor.
Kalp ve damar hastalıklarının gelişiminde şehir yaşantısı önem rol oynar. Bu yaşantının getirdiği sağlıksız beslenme, hareketsiz yaşam ve stres kalp krizi gelişiminde önemli rol oynar. Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Ahmet Karabulut, kalbi tehdit eden 3 önemli riski anlattı.
Gürültü kirliliği kalp krizi sayısında önemli artışa neden olur. Şehirde yaşanan gürültü kirliliğinin yüzde 80'i ise trafik gürültüsünden kaynaklanır.
Kalp krizi riskini 3 kat artırıyor
Dünyanın en gürültülü şehirlerinden biri olan Madrid'de yapılan bir araştırmaya göre; trafik gürültüsünün kısa dönemde bile kalbi olumsuz etkilediği ortaya konuldu. Kalp krizi gelişiminin yüzde 3'ünde trafik gürültüsünün ana etken olarak gözlemlendiği araştırmada; yaşlılarda riski daha fazla olduğu ortaya konuldu. Araştırmaya göre; gürültüdeki her 1 dBA birimlik artış kalp damar hastalıklarından ölüm riskini yüzde 3.8 artırırken, 65 yaş üstü kişilerde 3 kat yükseliyor.
Gürültü kirliliğinden nasıl korunulur?
Gürültü kirliliğinden korunmadaki en etkili yöntem yaşam alanını iyi seçmektir. Özellikle emekli kişilerin şehir gürültüsünden uzaklaşarak daha sakin şehirlerde yaşaması önerilir. Bunun dışında oturulacak evin havaalanı, demir yolu, otoyol ve ana caddeden uzak olması da vücudun maruz kalacağı gürültü oranı için önemlidir.
Büyük şehirlerin trafikten sonraki en önemli sorunu hava kirliliğidir. Trafikteki araçlar, endüstriyel fabrikalar, inşaatlar ve ısınmak için kullanılan yakıtlar hava kirliliğinin oluşmasındaki en temel nedenlerdendir. Havadaki karbonmonoksid, nitrojen, sülfür gibi gazların kirliliği dışında gözle görülmeyen küçük toz parçaları insan sağlığı için ciddi tehdit eder. Hava kirliliği damar hastalıklarının yanı sıra vücuttaki ihtihabı artırır, kanı koyulaştırır.
Hava kirliliğinden nasıl korunmalı?
Özellikle kalp hastası ve kalp hastalığı için risk faktöründe olan kişilerin hava kirliliği bulunan mekanlardan uzak durması gerekir. Ana cadde ve fabrika yakınlarında uzak durmak hatta mümkünse oksijen oranı yüksek yerlerde yaşamaları gerekir.
Bina hastalığı
Ofis çalışanlarının büyük risk grubunda olduğu bina hastalığında, kötü hava kalitesi, toz, rutubet ve binanın yapımında kullanılan kimyasallar önemli rol oynar. Rahatsızlığın belirtiler ise; genel yorgunluk hali, halsizlik, baş ağrısı, gözlerde yaşarma, boğaz ağrısı, öksürük, bulantı, nefes darlığı ve çarpıntıdır. Soğuk algınlıkla aynı belirtileri gösterdiği için hastalıkla tanı konulması oldukça zordur.
Bina hastalığından nasıl korunmalı?
Bu hastalıkla baş etmenin en kolay yolu sağlıklı bir yaşam alanında oturmak ve çalışmaktır. Evlerin iyi havalandırılması, gerekli duvar yalıtımların yapılması, tozların sıklıkla alınması ve antiseptik boyaların kullanılması alınabilecek diğer önlemlerdendir.
BİR YORUM YAPIN 0