Hürriyet yazarı Prof. Dr. Osman Müftüoğlu bugünkü köşe yazısında virüs hızının artmaması için ne yapılabilir konusunda bir yazı hazırladı.
“Hızlı aşılama” kampanyamız başarıyla sürüyor.
Ve görünen o ki eğer bu hızla devam edebilirsek çok değil, 3-4 ay içinde salgını önemli ölçüde kontrol altına almış olacağız. Ama bilelim ki mevcut ve oluşabilecek muhtemel yeni varyantlar, her zaman için önemli birer tehdit olmaya devam edecek. Gerçi mevcut aşıların çoğu en son tespit edilen Delta ve Delta Plus varyantları dahil, varyantların neredeyse tamamına karşı etkili ve koruyucu gibi görünüyorlar ama yine de bilelim ki her yeni varyant yeni bir risk olarak karşımıza çıkacaktır. Ve yine anlaşılan o ki eğer aşılamayı hızla sürdürebilir ve mümkün olan en kısa zaman diliminde mümkün olduğu kadar çok insanımızı aşılayabilirsek “virüsü evcilleştirmek” gibi önemli bir şansı da yakalayabilmemiz mümkün olabilecek.
Unutmayalım: Virüsün evcilleştirilmesi onun sıradan bir kış enfeksiyonuna dönmesi haline geliyor. Bunun için en etkili çare olarak da hızla uygulanan yaygın bir aşılama faaliyeti ve bunun sağlayacağı yüksek düzeyde toplumsal bir bağışıklık gücü gösteriliyor. ÖZETİ ŞUDUR: Aşılama oranlarını ne kadar yükseltebilir, aşılama hızını ne kadar arttırabilirsek virüsü evcilleştirip sıradan bir kış enfeksiyonu haline getirme şansımız o ölçüde artacaktır. İŞTE BU NEDENLE aşılamada frene basmamak, hızı kesmemek, daha da önemlisi çevremizdeki kararsızları ikna edip bir an önce aşılanmalarını sağlamak şu anda en önemli önceliklerimizdir. TEKRARLIYORUM: Bu virüs de evcilleştirilebilir. Çaresi ise yaygın bir aşılama faaliyeti.
BİR ÖNERİ
SOSYAL DEĞİL FİZİKSEL MESAFEDE KALIN
PANDEMİ ile birlikte yeni bir kavram ve kural öğrendik: Sosyal mesafeye uymak! Bana sorarsanız kural doğru, kavram daha doğrusu isim yanlıştı. “Sosyal mesafe” yerine “fiziksel mesafe” tanımı kullanılmalıydı. Zira “sosyalleşme” yani şu veya bu şekilde başkalarıyla ilişki halinde olma, sağlığı korumanın en önemli belirleyicilerinden biridir. Bugüne kadar yapılan binlerce çalışma, bize insanlarla daha sık haşır neşir olan, çevresi geniş, sosyal bağları daha güçlü insanların daha sağlıklı ve uzun bir ömür sürme şansı yakaladıklarını gösterdi.
Başka bir deyişle sosyalleşmeyi becerebilen, ilişki kabiliyeti yüksek insanlar, yalnızlığı seçen ve izole bir hayat süren kişilere göre daha sağlıklılar, daha uzun yaşıyorlar. Pandeminin yavaş da olsa kontrol altına alınmaya başlandığı bugünlerde tabii ki fiziksel mesafeye dikkat etmeye devam edeceğiz. Ama telefonlar ya da açık havada belirli bir mesafede kalma koşuluyla ailemiz, komşularımız, dost ve arkadaşlarımızla ilişkilerimizi tazelemeyi ve sürdürmeyi de unutmayacağız.
BİR YORUM YAPIN 0