Yaşlanmanın üstesinden gelinebilir mi? Yaşam süresini uzatma çalışmalarında çarpıcı araştırma

Sağlık teknolojisinin hızla gelişmesiyle bilim adamları insanların yaşlanmasının önüne geçebilmek için çalışmalarına devam ediyor. Bilim adamlarının yaptığı araştırıma sonucunda ise en uzun yaşayan kişilerin zengin statüsünde bulunanlar ve eğitim düzeyi yüksek olan kişiler olduğu öğrenildi.

Günümüz teknolojilerinin gelişmesiyle birlikte hastalıklara da çare bulunmaya başlandı. Kişiler ölümcül hastalıklardan kısa sürede kurtularak, yaşam süreleri uzuyor. Ancak bilim adamları hala yaşlanmanın önüne bir türlü geçemiyor. 

YAŞLANMAYI DURDURMAK MÜMKÜN MÜ?

Dünya genelinde ortalama yaşam süresine bakıldığında kadınların ömrü 82.9 olurken erkeklerde ise bu oran 77.2 olarak kaydedilmişti. Halk sağlığı ve tıp alanındaki gelişmeler insanların ömrünü uzatmaya yardımcı olurken bilim adamları henüz yaşlanmanın önüne geçebilmiş değil.

Illınois Üniversitesi Chicago'da epidemiyolog olan S.Jay Olshansky, 'İnsanlığın hayatta kalma sınırlarını ne kadar zorlayabileceğimizin sınırları var' diyerek, 'Yeterince uzun yaşarsanız, biyolojik süreçle karşı karşıya kalırız' diyor. 

BİLİM ADAMLARI ARASINDA GÖRÜŞ AYRILIĞI

Bilim adamları yaşlanma süresini uzatma konusunda ikiye ayrılmış durumda, 'Yaşam Uzatma' adı verilen araştırmaları hala umutlu bulan araştırmacılar insan hücrelerindeki çalışmalarına devam ederken, bir grup araştırmacı ise yolun sonuna gelindiğini ve bunun imkansız olduğunu belirtiyor.

İnsanların yaşamasının sınırlarını zorlamak için çalışmalarına devam eden bilim adamları 20. Yüzyıldan bu yana tıp alanında yapılan yenilikler ve halk sağlığındaki önlemler neticesinde yaşam süresini 3 yıl daha uzattıklarını belirtti. 

YAŞAM SÜRESİNİ UZATMA ÇALIŞMALARI SÜRÜYOR

Ancak araştırmacı Olshanksy ise 21. Yüzyılda doğan çocukların da 100 yıldan daha uzun bir süre yaşayabileceği ihtimalinin olduğunu belirtirken, tıp alanındaki iyileşmelerin ve doğal yaşam koşullarının sürdürülebilir olmadığını belirtiyor.

Olshanksy meslektaşları ile birlikte yaptıkları araştırma sonrasında 1990 yılında ortaya attıkları 'Sınırlı Yaşam Süresi Hipotezi' için 30 yıl bekledikleri ve artık doğru ve kesin kanıtlara ulaştıklarını aktardı.

2019'DAN BU YANA YAŞAM SÜRELERİ KISALDI

Araştırmacılar 2010-2019 yılları arasındaki yaşam sürelerini incelediklerinde 1990-200 yılları arasındaki yaşam sürelerinin altına düştüğünü belirterek, insanların önceki yıllara nazaran daha kısa yaşadıklarını açıkladı. 

Güney Kore ve Hong Kong gibi ülkelerin nüfus oranına bakıldığında yaşam beklentisindeki artışın 2 yıla düştüğü öğrenildi.

TEDAVİLER YAŞAM SÜRESİNİ ARTTIRABİLİR

Almanya, Rostock'taki Max Planck Demografi Araştırma Enstitüsü'nde demograf olan Dmitri Jdanov  insanların ortalama yaşam süresinin daha da uzatılmasının zor olduğunu açıklayarak, yaşlı nüfusu etkileyen hastalıkların tedavisinin bulunması gerektiğini dile getirdi. 

Nature Aging dergisinde yayınlanan bir makalede ise teknolojik gelişmelerin tıp alanında devrim yaratacak bir ilerleme kaydedebileceğini vurguladı. Örneğin çocuk aşılarının gelişmesi sayesinde dünya genelinde çocuklara bulaşan yüksek riskli hastalıkların önüne geçilmiş, ebeveyn eğitimi ve halk  sağlığındaki gelişmeler sonrasında 1950'de yüzde 20'nin üzerinde seyreden çocuk ölümleri günümüzde yüzde 4'e kadar gerileme kaydetti.  

ZENGİN VE YÜKSEK EĞİTİMLİ KİŞİLER DAHA UZUN YAŞIYOR

Olshanksy yaptığı araştırmada, yüksek eğitimli ve zengin kişilerin yaşam sürelerinin daha uzun olduğunu belirterek, "Bu, nüfusun bazı alt gruplarında ortalamayı aşağı çeken oldukça olumsuz bir şeyin yaşandığını gösteriyor, çünkü daha zengin ve daha yüksek eğitimli alt gruplar aslında daha iyi durumda"  dedi.

 

 

 

 

Kalp krizine örümcek zehri müjdesi! Resmen hayat kurtaracak

İLİŞKİLİ HABER

Kalp krizine örümcek zehri müjdesi! Resmen hayat kurtaracak
Kübra Beyazoğlu Yasemin.com -
Yasemin - Kübra Beyazoğlu

Editör Hakkında

BİR YORUM YAPIN 0