YASEMİN / 11.04.2025 11:31

Herkesin dilinde olan şarkının perdesi aralandı: Muharrem Aslan ilk kez anlattı

Ünlü sanatçı Muharrem Aslan, ‘Ben Gönlümü Sana Verdim’ şarkısının hikayesini ve hayatındaki önemli kırılma noktalarını Haber7 muhabiri Yavuz Selvi’ye açıkladı.

Çiftçi bir ailenin çocuğu olan Muharrem Aslan Kahramanmaraş'tan Sidney'e uzanan hikayesini anlattı. Milyonlarca dinleyiciye ulaşan Ben Gönlümü Sana Verdim şarkısının hikayesini de ilk defa anlattı.

KÖYDE DOĞDUM, KÖYDE BÜYÜDÜM

Sanatçı Muharrem Aslan şunları söyledi:

Köyde doğdum, köyde büyüdüm. Köy yaşantısıyla geçti ömür. Yani müziğe başlama aslında babamdan kaynaklı oldu. Ben 6 yaşındayken bir gün o zaman babam Afşin Elbistan Termik Santrali'nde çalışıyordu. Köydeyken her akşam babam Afşin Elbistan Termik Santrali'nden çıkışta eve gelirdi. Bir akşam elinde bağlamasıyla geldi, ben 6 yaşındaydım. O anı hiç unutmam. Ben her zaman onun yolunu gözlüyordum. Otobüs geliyordu ve ben onu karşılıyordum. Bir gün elinde bağlamasıyla gelmesi benim aslında hayatıma müzik anlamında çekiliverdi diyebilirim.

Gerçi 12 yaşına kadar bağlamaya dokunmadım ama 12 yaşında başladım elimi alıp çalmaya. Çünkü babam çok istiyordu bağlama çalmamı. Kendi kendime öğrendim. Hiç öğreten de yoktu. Aslında çok aradım da bilen kimse yoktu, hiç kimse yoktu. Çünkü ben şuna inanıyorum insan hayatında ne kadar zorlukları daha zorluklarla karşılaşırsa aslında o kadar güçlü oluyor. O kadar üstesinden geliyor. Şimdi benim de müzik hayatımda aslında o zaman öğretecek kimsenin olmaması, babam aslında gençliğinde çalarmış bağlamayı. Söylermiş de ama adam gurbet hayatından dolayı yani babam gurbet yaşantısından dolayı unutmuş bağlamayı.
Onu mutlu etmek için çok yani çünkü onun o isteği, onun o gözlerindeki istek benim bağlama çalma isteği. Bana sürekli motive ederdi, "oğlum öğren bağlamayı öğren söyle bak ben çok mutlu olacağım." Çünkü yani babam gerçekten mutlu olacak. Bağlamayı öğrenirsem ondan sonra daha ciddiye aldım. Artık elimden düşürmemeye başladım.

"BENDEKİ O İSTEĞİ GÖRDÜLER"

Yani bizde vardı ya sigortalı bir iş bu, garanti bir iş bu. Babam bir yandan da beni okumam için yani mühendis olmam için teşvik ederdi. "Oğlum bak bu müzisyen tamam bağlama çalmasını öğren ama mühendis ol ki hani bağlama çalmaya devam edersin." Aslında bu da onlar kaynaklı oldu. Ben o Harita Kadastro Mühendisliği Yıldız Teknik'i kazandım. Ve Beşiktaş'taydık o zaman, Beşiktaş'taydı kampüs. Bir de şansıma işte yani bunlar aslında biraz şanstır.  Ben dedim ya şuraya bir gideyim bakayım ne var. Bir gittim işte orada birkaç hoca böyle piyano var, bağlama diye bir şey yok tabii. Piyano var. Ben de tabii ki nota bilgisi yok, bir şey yok.  Orada tanıştım. Birkaç hocayla tanıştım. Baktılar bendeki o isteği gördüler. Ve benimle ilgilenmeye başladılar. Tabii Türk Halk Müziği değil ama piyanoyla bir anda ilgilenmeye başladım. Biraz şan nota dersleri  almaya başladım. Böylece ikisini bir arada o süreçte götürdüm. Orada nasıl bir adım attınız? Evet aslında mühendisliği okurken işte Yıldız Teknik Üniversitesi'nde bir yandan da şekillendi. Kafam netleşti diyebilirim.  İçimde müzik isteği daha da çoğalmaya başladı. 

"BELKİ DE SILA ÖZLEMİ YA DA HASRETİYDİ"

Ben 2001'de Sidney'e taşındım. Bir yörünge değişti. Dedim ben artık neden bir solo albüm çalışmasına girmeyeyim. Çünkü biraz gelişti demek ki. Sanatsal anlamda bilgiler falan gelişince haliyle bunu bir üst seviyeye taşımak istiyorsunuz. Ben de ilk bestemi burada yaptım. Sidney'de yaptım. Herhalde belki de sıla özlemiydi ya da hasretiydi. Belki de memleket hasretiydi. Çünkü bir ara gerçekten çok özlemeye başladım. Türkiye'yi, doğduğum toprakları, oraları, Elbistan'ı çok özlemeye başladım.

HERKESİ DİLİNDE OLAN 'GELMEZ OLDUM'UN HİKAYESİ

Tabii ki ilk etapta benzetilmek olgusu ruhu okşadı. Ama bir baktım iş farklı yönlere gitti yani. Çok artık benden çıktı. Eserin ismi 'Ben gönlüme sana verdim' değil aslında. 'Ben gelmez oldum' Albümde gelmez oldum. 2011'de yaptım ben albümü. Şimdi gelmez oldum diye yaptım albümü, eseri öyle kaydettirdim. 2011'de çıktı. Eseri 2017'ye kadar, bakın 2011'de eser çıktı. 2017'ye kadar eseri toplam abartmıyorum 100 kişi dinlemedi. Yani ben 2001'de buraya geldim ama hani dedim ya özlem bastı, hasretlik. 2004'de tekrar oralara döndüm, Türkiye'ye döndüm. Ve 'ben gelmez oldum' eserini orada yaptım. Ben kendim Elbistan'da yaptım. Benim söylemeye başlamam, düşünmeye başlamam. Söylemeyi, şarkı söylemeyi, türkü söylemeyi düşünmeye başlamam. Yine Elbistan'da gerçekleşti. Çok ilginçtir.

Elbistan'a döndüm. Elbistan'da bir anda aklıma şey geldi. Ya ben artık söylemeye de başlayayım. O zaman yaptığım bestelerden biridir 'gelmez oldum.' Yani bir tanesidir. Daha bunun gibi bir sürü beste var. İnsanlar, yani halkımız ismini 'Ben Gönlümü Sana Verdim' yaptı. Ben halen ısrar ettim gelmez olduğunda yazdım. Ama bir baktım halk öyle istiyor. Yani şarkının ismini resmen halk koydu. 'Ben Gönlümü Sana Verdim' ve ben 2021'e kadar bekledim.  2021 yılında değiştirdim eserin ismini platformlardan. Çünkü halen bir umut dedim. Hani gelmez olduğuna döndürebilir miyiz? Ama baktım en sonunda yazdım zaten. Halk ne istiyorsa odur. Bu eserin ismini belki de ilk defa oluyordur tarihte.

SIRADAKİ VİDEO

Son eklenen videolar daha fazla

popüler videolar daha fazla