Hattat Hüseyin Kutlu Esenler Belediyesi Kültür İşleri Müdürlüğü'nün düzenlediği, her ay değerli şahsiyetlerin hayatlarının konuşulduğu "Zevk-i Tahattur" programının bu ay ki konuğu oldu.
Programın sunuculuğunu İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürü Dr. Coşkun Yılmaz gerçekleştirdi. Dr. Kadir Topbaş Kültür Sanat Merkezi'nde yapılan programda onur konuğu olan Hattat Hüseyin Kutlu oldu. Kutlu emekli imam olduğunu belirterek, "Hat sanatına çok düşkünlüğüm yok. Arapça derslerinde güzel yazıya bir merakım vardı, fıtri bir kabiliyetim de var tabii. O zamanlar duydum ki bu sanatı temsil eden birisi var ve o giderse bu sanat tarihe karışacak. Ben de fedailik yaptım kendimce, bu sanat unutulmasın istedim, böyle başladım öğrenmeye. Hattat hamisi o zamanlar perişanlık içinde yaşardı. Bu insanlar adeta bir çınar gibiydi, onlar olmasaydı bizim hiçbir şeyden haberimiz olmayacaktı. Sırf bunun için yaptık hat sanatını, sadece bu sanat yok olmasın diye. Hattat olayım diye bir gayem yoktu. Hat sanatının artık bana ihtiyacı olmadığını düşündüğümde camiye yöneldim. Talebe okuturken birisi geldi, 'Hocam bana bir yazı öğret' dedi, 'Tamam' dedim. Derken içerisine girdim bu işin gayri ihtiyari olarak. Hiçbir zaman hattat olarak tanınmak istemedim ama kimse buna inanmıyor" hattat hayatına nasıl başladığını bu sözlerle anlattı.
MEDENİYETİ OLMAYAN İŞİN SANATI YOKTUR!
Öte yandan Kutlu sanattaki olgunun medeniyet olduğunun ve bununda bir sır olduğunu anlattı. Hattat ustası geleneksel sanatların İslâm medeniyetine ait olduğunu da şöyle ifade etti:
"Günümüzde sanatın kendisi var ama medeniyeti yok. İslâm medeniyetinin farkında mıyız? Ne zaman ki İslâm medeniyetinde Batı medeniyetine geçtik, o zaman bunu kaybettik. İslâm medeniyeti geleneği, sanatı yaşanılır ve yaşatılır kılan bir medeniyettir bugün için. Bunu Müslümanların anlaması lazım. Batı'ya benzediği sürece kimse onu bir şahsiyet sahibi olarak kabul etmeyecek. Şimdi hat sanatı, geleneksel sanatlar diyoruz ya, bunların medeniyeti olmadan sanatı yoktur. Bu yapılan işler sadece bir nostaljidir. Geleneğini kaybeden her şey yozlaşmıştır. Hat sanatı kendini terbiye etmek için yapılır, şan şöhret için yapılmaz. Önemli olan kâğıtları bezemek değil gönlünü bezeyebilmektir""
BİR YORUM YAPIN 0