Ünlü sanatçı Kürşat'dan gündeme dair önemli açıklamalar

Ünlü sanatçı Kürşat Biçici, sanatçıların Barış Pınarı Harekatı ve Diyarbakır Anneleri'ne karşı sessiz kalışı ve sanat camiasında yerli ve milli olma konularındaki görüşlerini, Yasemin.com editörlerinden Hüsna Köşger'e anlattı.

Yasemin.com/ÖZEL

Yasemin.com editörlerinden Hüsna Köşger'e gündemle ilgili konuları değerlendiren ünlü sanatçı Kürşat Biçici, sanatçıların devletinin ve milletinin yanında bir duruş göstermemelerini sert sözlerle eleştirdi. Kürşat, çevre, doğa, hayvan hakları gibi daha yüzeysel konularda muhalif duruşlarından taviz vermeyen sanat camiasının önde gelen isimlerinin, Barış Pınarı Harekatı ve Diyarbakır Anneleri gibi daha hayati meselelerde sessizliğe gömülmesine isyan etti.

'BU MİLLETİN EVLADI OLMAKTAN GURUR DUYUYORUM!'

- Barış Pınarı Operasyonu devam ediyor. Terör örgütüne yönelik yürütülen operasyonlarla ilgili sanatçıların suskunluğu çok konuşuldu. Bu tepkisizlik ile ilgili ne söylemek istersiniz?

Bu sessizlikten çok utanıyorum. Ülkemizde star ve şöhret olup ama ünü Edirne'nin dışına geçmemiş olan maalesef birçok sanatçımızın, "kahrolsun PKK" diyememelerini, kahraman Mehmetçiğimiz ile alakalı iki çift satır yazamamalarını hazmedemiyorum. Biraz sıkışınca hemen "Mehmetçik Vakfı'na yardımımızı yaptık" gibi saçma sapan açıklamalarını asla kabul edemiyorum. 

Bu milletin evladı olmaktan gurur duyuyorum. Çok ünlü ve şöhret olabilirsiniz. Bunlar Allah'ın izniyle bu milletin sayesinde oldu. Ünü Edirne'nin dışına çıkmamış sanatçıların, maalesef kendi milletine sahip çıkmayıp dış güçlerin oyununa ortak olup onların ağzıyla tweetler atmalarına kınıyorum ve bundan çok utandığımı ifade ediyorum.

Hâlâ "kahrolsun PKK", "YPG bir terör örgütüdür" diyemiyorlar. Mehmetçiğimize dair herhangi bir şey yazamıyorlar. Ben bu konuyu Twitter'de de gündeme getirdim. Yine çok izlenebilir, dinlenebilirsiniz. Ama yaptığınız hiçbir şey bu kaypaklığınızı, korkaklığınızı değiştirmeyecek. 

İnsan olmak; kendi milletine, kendi devletine sahip çıkmaktır. Ben Anadolu'yu 7 yıldır karış karış geziyorum. Orada devleti, milleti ve Mehmetçiği için başını seccadeye koyan insanlar görüyorum. O yüzden hiç kimse; "ben konser gelirimi, yaptığım etkinliğin gelirini, filmimden elde edeceğim geliri Mehmetçik Vakfı'na bağışlayacağım" diye saçmalıklara sığınmasın. Bu tarz söylemler gerçekten çok utanç verici.

Amacım kimseyi kötülemek değil. İnşaallah Rabbim onlara da milletin öz benliğini kazanmayı nasip etsin. Ama maalesef ne yaparsak yapalım bazı şeyler de zorla olmuyor. "Vatan sevgisi maya gibidir, herkes de tutmaz" demişler. Boşuna değil. 

Ama ben kendi milletimden özellikle şunu rica ediyorum. Bu tarz insanlara, bazen bazı derslerin verilmesi gerekiyor diye düşünüyorum. Onların filmlerine, konserlerine gitmesinler.

'CEM YILMAZ'IN PARASINA İHTİYACI YOK BU MİLLETİN!'

- Özellikle Cem Yılmaz'ın Mehmetçik Vakfı'na yaptığı bağışı açıklaması çok tartışıldı. Bu konuda ne hissettiniz?

Dört gün bir tweet paylaşarak dahi tavrını koyamayanlar çıkıp gösterisinden elde edilecek geliri Mehmetçik Vakfı'na aktaracağını söyledi. Bir kere Mehmetçik Vakfı'nın senin parana ihtiyacı yok. Bu millet zaten gerekeni yapıyor. Memleketimiz de Allah'a çok şükür güçlü. Bu bir vakıftır ve Cem Yılmaz'dan gelecek parayla yürüyecek bir yer değildir.

Senin gösterinden toplayacağın para, yardım konusuysa; bizim herhangi bir büyük camimizden toplanacak yardımı geçmez. Biz bir Cuma vakti, Cuma namazında toplarız onun 3-5 konser ve gösteride toplayacağı parayı... Cem Yılmaz'ın parasına ihtiyacı yok bu milletin. Kendisinin ihtiyacı varsa biz bir Cuma namazında Cem Yılmaz için para toplayabiliriz.

Çok saçma bir açıklamaydı. Herhalde sıkışınca böyle bir çıkış yoluna başvurduğunu düşünüyorum. Daha da dibe battı.

Sizler bu milletin evlatlarısınız ve belirli bir yerlere gelmiş insanlarsınız. Cem Yılmaz şöhretli ve başarılı olabilir fark etmez; biz vatan, millet sevgisine ve yüreğe bakıyoruz. Eğer iş oysa; hepsinden daha zenginim, şöhretliyim. Ben Allah'ın rızasına bakıyorum.

Cem Yılmaz'a ya da Tarkan'a bakarsak, biz kendimizi mimliyoruz. Mümkünse, bu uğurda daha da mimleneyim. Ne türküm, ne şarkım, ne de programım ile anılayım. Ben bu milletin bir evladı ferdi olarak duruşumu göstermeye çalışıyorum. Bundan da gurur duyuyorum.

Ama onlar, kimin adamı neyin adamı da bunları konuşmaktan korkuyorlar anlayamıyorum. Kimsiniz? Amerikan kökenli Türkiye vatandaşı mısın? İtalyan kökenli Türkiye'de sanatçı mısın? Nesiniz? Ününüz Edirne'yi geçmiyor. Edirne'den sonrasında varsanız da, yine bizim gurbetçilerimizle varsınız.

'TARKAN VE CEM YILMAZ GİBİ İSİMLERİN İPLERİ, BAŞKALARININ ELİNDE!'

- Sanat camiasından bazı isimlerin, toplumsal olaylardaki ikircikli tavırları çok konuşuldu. Kaz Dağları'nda çevre konusunda duyar kasan kimi sanatçılar, konu terörle mücadele olunca sessizliğe gömüldüler. En son Diyarbakır Anneleri ile ilgili de bu duruma şahit olduk. Sanatçıların milletin hissiyatlarına uzak olmasına ne diyorsunuz?

Seslerini çıkaramıyorlar çünkü çıkarttırmıyorlar. Tarkan olsun, Cem Yılmaz olsun, bu tarz isimlerin ipleri başkalarının elinde. Ne yaparlarsa sorarak yapmak zorundalar. Aynı teklif yıllar yıllar önce bana da gelmişti. Asla kendi başlarına adım atamazlar. Ve direkt bunlara uyarı gelir. Bir şekilde ya rezil edilirler ya da işleriyle alakalı sekteye uğratılırlar. Sürekli minnet etmeleri gereken, bağlılıklarını bildirmeleri gereken birileri var.

Kaz Dağlarıyla ilgili türlü türlü yorumlar yapıyorsunuz. Ortalığı ve milleti ayağa kaldırıyorsunuz. Yazlıklarınızın, kendi yandaşlarınızın orada evlerinin olduğu ortaya çıkıyor. Sonra kesiyorsunuz bir anda. Bu adam gibi bir duruş mu!?

Peki Diyarbakırlı Anneler ile ilgili niye tepkin, tavrın yok. Niye bir tweetin yok? Onlar anne değil mi? Niye empati yapmıyorsun? Onların evlatları, senin kardeşin de olabilirdi. Bununla alakalı niye yazamıyorsun? Yazamazlar.

Ama bizim milletimizin artık bunu görmesi gerekiyor. Lütfen insanlar artık görsünler. Ben Mehmetçiklerin annelerinin hepsinin ayaklarının altını öperim. Allah onlardan razı olsun. Hiç mi bir şey yapamıyorsun? İki satır yazı yazdırmıyorlar işte bunlara. Çünkü ipleri başkalarının elinde. Yazamayacaklar da... 

Abdülhamid Han Hazretlerinin çok güzel bir sözü var: "Bu millet iyidir. Ama çabuk unutur." Belki yarın bir gün yine onlar çok izlenecek, çok dinlenecekler fark etmiyor. Yaptıkları korkaklık ve kaypaklık asla unutulmayacak.

Bu kadar laf yiyorlar, yine yazamayacaklar. Çünkü bu kendileriyle alakalı bir durum değil. Bu, onların iplerini elinde tutan insanlar ne derse, onları yazmak zorunda oldukları için, onlarla alakalı bir durum. Tamamen bu. Ama biz yazacağız. Bu millet onlarla var olmadı, onlarsız da yok olmaz. 

'DEVLET ASLA SANATÇILAR ARASINDA AYRIM YAPMADI!'

- Kültürel iktidar konusu çok tartışılan bir konu. AK Parti hükümetinin kendi sanat çevresini oluşturma konusunda başarılı olduğunu düşünüyor musunuz?

Bu anlamda devletin çok vefakar ve vefalı olduğunu düşünüyorum. Herkese sahip çıktı ama şunu da görüyoruz ki, sahip çıktıkları asla devletinin milletinin yanında olmadı. Burada bir nankörlük var. Onun sana geldiği kadar onlar gitmedi. Devlet asla sanatçılar arasında ayrım yapmadı. Ayrım yapılmış olsa her türlü etkinlikte, taltifte en önde onlar olmazdı.

'YERLİ VE MİLLİYİ ASLA KABUL ETMEZLER, ETMEYECEKLER!'

- Sanat camiasında yerli ve milli olmak, vatansever olmak kariyer yapabilmemin önünde engel olduğunu mu düşünüyorsunuz?

Yerli ve milli isen olmuyor. Her alanda karşına bir şekilde bir şey çıkarıyorlar. Tabi bu arada sanatçıların hepsinden bahsetmiyorum. İstiyor ki her yerde dinlensin ama bir köylünün yanına gittiği zaman, onu hor görecek kadar yabancılar. Yerli ve milli değiller. 

Bilmez ki; bu köylü olmadığı zaman bugün açsın, sana teveccüh gösteren insanlar olmasa bugün hiçsin. Onun farkında olmadıkları için galiba, yerli ve milliği kabul etmiyorlar. 

Bizim bir duruşumuz var. Müslüman Türk evladıyım. Bunun için ne gerekiyorsa; elimle, dilimle, sanatımla yapmaya hazırım. Ama maalesef bizim sanat camiası bazı lobilerin elinde. 

Yerli ve milliyi asla kabul etmezler ve etmeyecekler. Çok nadirdir. Onlar da dik durmuşlardır. Millete teveccüh göstermişlerdir. Birkaç tanedir. Bir elin parmağını geçmez. 

'BU CAMİANIN İÇERİSİNDE DİK VE DÜZGÜN KALMAK ÇOK ZOR!'

- Yerli ve milli sanatçı duruşu konusunda neler söylemek istersiniz?

Ne mutlu işlerini bu şekilde yapan ablalarımıza ve abilerimize. Çünkü bu camianın içerisinde öyle dik ve düzgün kalmak çok zor. Başarılı olma ihtimali yüzde 15'lerdedir. Rızık Allah'tandır diyerek yola çıktık. Kimseden bir şey beklemiyorum. O yüzden "tek millet, tek devlet, tek bayrak, tek vatan" çizgisini çok seviyorum.

Ülkeme dışarıdan, içeriden en ufak bir tacizi ve kötülüğü kaldıramıyorum. Bunun önünde de; Mehmetçiğimizin yüzde 1'i bile olmayan marşlarımızla, duruşumuzla, tweet atarak destek olmaya çalışıyoruz. Sadece diğerlerinden de bunu bekliyorduk. Başka bir mevzumuz yok.

'BEN KENDİ HAKLI DAVAMI SAVUNUYORUM!'

- Sanatçıların siyasi görüşü olmalı mı? Bunun ölçütü ne olmalı? 

Biz siyasi görüşümüzü belli ettiğimiz zaman yandaş oluyoruz. Onlar ise "elit, beyaz Türk" oluyor. Onlar başka bir ırk sanki, özel yaratılmışlar. Kardeşim sen de insansın. Benim senden hiçbir farkım yok. Senin de benden hiçbir farkın yok. Ben kendi haklı davamı savunuyorum sen de kendi davanı savunuyorsun. Ayrıştırma deniyor ama en çok ayrıştırma yapan onlar oluyor. 

KÜRŞAT BİÇİCİ KİMDİR?

1974 yılında Ankara’da doğdu. İTÜ Türk Musikisi Devlet Konservatuvarı Şan Bölümü ve Türk Halk Oyunları bölümlerinden mezun oldu.

Neredesin Firuze ve O Şimdi Asker isimli filmlerde rol aldı. Halen Kanal 7'de Gündüz Gece adlı gezi programını sunmaktadır.

Biçici evli ve 1 çocuk babasıdır.