Dünyanın 8. harikası olan Ayasofya Camii döndürücü kubbesi ve eşsiz mozaikleriyle mimarlık tarihi bakımından en önde gelen başyapıtlar arasında yer almaktadır. Danıştay'ın aldığı kararla müze konumundan çıkarılan Ayasofya Camii ibadete açıldı. Tarihiyle ve eşsiz mimarisiyle İstanbul'da gezip görülecek en önemli yapıtlarından olan Ayasofya'ya Camii'ye nasıl gidilir sizler için araştırdık.
İstanbul'da yapılmış Ayasofya, aynı yerde 3 kez inşa edilmiş bir büyük Bizans kilisesi olup, Fatih Sultan Mehmet tarafından 1453 yılında İstanbul'u fethetmesiyle birlikte kiliseden camiye dönüştürülmüş ve ibadete açılmıştır. Osmanlı mimarisi gibi unsurlar eklenen cami kutsal bir yer olarak yıllarca devam etmiş. Daha sonra Cumhuriyet döneminde tekrar müzeye çevrilen Ayasofya günümüze kadar müze olarak gelmiştir. Yıllar sonra yeniden Danıştay'ın aldığı kararla tekrar cami olarak hizmete girdi. Ayasofya'nın tekrar ibadete açılmasıyla birlikte herkesin merak ettiği Ayasofya Camii'ye nasıl gidilir, nerede? Ayasofya camisiyle ilgili merak ettiğiniz her şeyi sizler için araştırdık. Detaylar haberimizde...
AYASOFYA CAMİİ HANGİ İLÇEDE? NASIL GİDİLİR?
Ayasofya Fatih'te Sultanahmet bölgesinde yer almaktadır. Ayasofya Müzesi’ne gitmek için kullanabileceğiniz bir sürü yol bulunmaktadır. Kabataş-Bağcılar tramvay hattını kullanıp Sultanahmet durağına geldiğinizde inip arkaya doğru biraz yürüdüğünüzde yukarı baktığınızda Ayasofyayı'nın muhteşem mimarisini göreceksiniz.
Anadolu yakasından gelenler Kadıköy’den vapur ile Kabataş, Karaköy ya da Eminönü’ne geçerek Kabataş – Zeytinburnu tramvayına binebilir. Ya da Gebze tarafından gelecek olanlar Marmaray hattını kullanıp Sirkeci durağında Cağaloğlu Vilayet çıkışından çıkıp yukarı doğru yürüyerek yaklaşık 7 dakikada Ayasofya'ya gidebilirsiniz.
Yenikapı tarafından gelenlerde aynı durakta inip bu güzergahı kullanabilir. Esenler, Bayrampaşa taraflarından geliyorsanız Yenikapı Havalimanı metrosuyla Aksaray istasyonunda inerek Kabataş-Bağcılar tramvay hattıyla Sultanahmet durağında inerek ulaşabilirsiniz. Güngören, Bağcılar taraflarından geliyorsanız Kabataş-Bağcılar tramvay hattıyla Sultanahmet durağında inerek Ayasofya Camisi'ne ulaşabilirsiniz. Fatih otobüslerini kullanarak da ulaşım imkanı sağlayabilirsiniz.
AYASOFYA'NIN MİMARİSİ
Ayasofya camisinde, VI. yüzyılda yapılan orijinal tavan mozaiklerinin bitkisel ve geometrik motifleri ve daha sonra eklenen tasvirli mozaikleriyle muhteşem güzellikte sanat ve mimarisiyle dikkat çekmekte ayrıca içeride, Osmanlı döneminde eklenen minber, mihrap, vaaz kürsüleri, ahşap korkuluklar, oyma mermer sütunlarıyla adeta büyülüyor. Ayrıca içerde kütüphane de bulunmaktadır. Caminin dışında yer alan padişah türbelerini de ziyaret edebilirsiniz.
AYASOFYA'YA MARMARA'YLA NASIL GİDİLİR?
Pendik'ten Ayasofya'ya gitmek istiyorsanız Marmarayı kullanabilirsiniz. Marmaray sirkeci istasyonunda inip Gülhane yönüne doğru yürümeniz gerekmektedir. Çünkü 24 Mart Cuma günü tramvaylara giriş kapalı olucak.
Halkalı'dan Ayasofya'ya gitmek için halkalı Gebze hattı olan Marmaray'ı kullanabilirsiniz. Halkalı, Bakırköy Küçükçekmece yönünden gelenler marmaray'a binip sirkeci istasyonunda inip Gülhane yönüne doğru yürüyerek 10 dakikada Ayasofya'ya varabilirsiniz.
AYASOFYA NE ZAMAN YAPILDI, AYASOFYA'NIN TARİHİYLE İLGİLİ MERAK EDİLENLER
Danıştay'ın aldığı kararla ibadete açılan Ayasofya 86 yıl sonra bugün cemaatle buluşuyor. Müzeden camiye çevirilen Ayasofya dünya mimarlık tarihinin günümüze kadar ayakta kalmış ihtişamı ve büyüklüğüyle eşsiz bir eserdir. Doğu Roma İmparatorluğu’nun İstanbul’da yapmış olduğu en büyük kilise olup aynı yerde üç kez inşa edilmiş ve ilk yapıldığında Megale Ekklesia (Büyük Kilise) olarak adlandırılmıştır. 5'inci yüzyıldan İstanbul'un fethine kadar Hagia Sophia (Kutsal Bilgelik) olarak isimlendirilmiştir. İmparator Konstantios tarafından 360 yılında yaptırılan Megale Ekklesia ve İmparator II. Theodosis’in 415 yılında yeniden inşa ettirdiği kilise halk ayaklanmalarında yıkılmıştır.
916 yıl kilise olarak ibadete açık olan yapı, Fatih Sultan Mehmed'in 1453'te İstanbul'u fethetmesiyle camiye çevrilmiştir. Fetihten hemen sonra yapı güçlendirilerek en iyi şekilde korunmuş ve Osmanlı Dönemi ilaveleri ile birlikte cami olarak varlığını sürdürmüştür. 16'ncı ve 17'nci yüzyıllarda, caminin içine mihraplar, minber, müezzin mahfilleri, vaaz kürsüsü ve maksureler eklenmiştir. Yapının dışına farklı dönemlerde yaptırılan minareler, medrese, sıbyan mektebi, muvakkithane, şadırvan, sebiller, güneş saatleri, mütevelli heyeti odası ile Ayasofya-i Kebir Camii, Osmanlı Dönemi'nde kompleks bir yapıya dönüştürülmüştür.
Ayasofya-i Kebir Cami mozaikleri
Ayasofya-i Kebir Camisi'nin mimarisindeki en önemli özelliği kubbesinin büyük oluşu ve orta mekâna hâkim olmasıdır. Cami inşa edilirken, mimarlar tarafından binanın yapımında mermer, taş ve tuğla kullanılmış; kubbenin depremlerde kolay yıkılmaması için de özel olarak üretilen, hafif ve sağlam tuğlalar kullanılmıştır. Sultan Abdulmecid'in emri ile 1847-1849 yılları arasında İsviçreli Fossati Kardeşler tarafından yapılan onarımlar kapsamında, dönemin en önemli hattatlarından Kazasker Mustafa İzzet Efendi tarafından ana kubbenin 11,3 metre çapındaki alanına Kuran-ı Kerim'in Nur Suresinin 35'inci ayeti yazılmıştır.
Farklı dönemlerden yapılan ve günümüze kalan en önemli mozaik bezeme örnekleri, norteks alanında görülebilen figürsüz mozaiklerdir. Tasvir kırıcılık döneminde yapıda bulunan tüm figürlü mozaiklerin kaldırıldığı düşünülmektedir. 843 yılında bu dönemin sona ermesiyle birlikte yapıda yapılan ilk figürlü mozaik Apsis Mozaiği'dir.
BİR YORUM YAPIN 0