Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, Türkiye'nin asırlık yemek kültürünün tanıtılması için hazırlanan "Asırlık Tariflerle Türk Mutfağı" kitabına katkı sunan akademisyen, uzman ve şeflerle bir araya geldi.
Emine Erdoğan, Türkiye'nin asırlık yemek kültürünün tanıtılması için hazırlanan "Asırlık Tariflerle Türk Mutfağı" kitabıyla ilgili Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, şunları kaydetti:
"Türk mutfağının zenginliğini uluslararası mecralarda tanıtmaya yönelik bir gastronomi kitabının hazırlığı içindeyiz. Alanında uzman akademisyenler ve şeflerle bugün güzel bir buluşma gerçekleştirdik. Katkıları için kendilerine çok teşekkür ediyorum. Sağlıklı, geleneksel ve atıksız tariflerle kültür kodlarımızı da içinde barındıracak bu eser, öncelikli olarak Türkçe ve İngilizce, daha sonra ise farklı dillerde yayımlanacak. Eserin, yeni yılın ilk günlerinde okurlarla buluşmasını heyecanla bekliyoruz."
"TÜRK KÜLTÜRÜNDE YEMEK BİR ŞİFA ARACI"
Emine Erdoğan, Türk kültüründe yemeğin bir şifa aracı olduğunu da belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Osmanlı mutfağında birçok reçetenin hekim tavsiyesi ile oluşturulduğunu biliyoruz. Etin, meyve ve pirinç ile buluşmasının, sağlıkla ilgili bir nedeni var malum. Bu anlamda Türk mutfağı, insanın kendi bedenini tanıması, cismaniyetinin şifrelerini çözmesi için de bir yaşam rehberi. Dolayısıyla kitabımızın başlığı olan 'asırlık tarifler', bize Türk mutfağının uzun bir tarihe yayılan bir bilgelik yolculuğu olduğunu da fısıldıyor. Fakat ne yazık ki yemeğin endüstrileşmesi, bizi beslenmenin özünden, ruhundan ve ahlakından da kopardı. Fast food kültürü, bugün maalesef dünyayı hasta ediyor. Kronik hastalıklar yüzünden her yıl gerçekleşen milyonlarca ölümün ardında yanlış beslenme kültürü olduğunu biliyoruz."
Yeni bir uyanışın eşiğinde olan dünyada geleneksel mutfaklara hızlı bir dönüş yaşandığına işaret eden Erdoğan, "İnsanlar yemeğin aynı zamanda bir yaşam sanatı olduğunu yeniden hatırlıyorlar. Bunun yanında doğayla uyum içinde yaşamanın formüllerini arıyorlar. Çevre krizinin etkilerini azaltacak, sürdürülebilir hayatlar inşa etmeye çabalıyorlar. Yeme içme alışkanlıklarını değiştiriyor, israfın olmadığı mutfak anlayışını oturtmaya çalışıyorlar. Çünkü küresel olarak her gün tonlarca yiyecek çöpe atılıyor. Bunun çevre ve vicdanlar üzerinde ağır bir yükü var. Tabi bu tablo, yeme içmenin medeniyet değerlerinden uzak, hazcılığa varan vahim bir noktaya ulaştığını gösteriyor bize. Oysa bizim mutfağımızda, ezelden beri tek bir lokmanın bile israf edilmesini önleyecek nice reçete var. Atıksız mutfak anlayışı, doğaya saygımızın yanında edep ve adap kültürümüzün de yansımasıdır" ifadelerini kullandı.
memo-se 4 yıl önce
Son derece gerekli bir çalışma, şimdiye kadar fransız kaldığımız, yemeklerimizin gün yüzüne çıkartılması, güzel bir çalışmadır, Emine hanımı yapmış olduğu bu çalışma taktire şayandır, Tüm kalbimle destekliyorum...