Hürriyet Gazetesi’nde köşe yazarı olan Prof. Dr. Osman Müftüoğlu, bugünkü yazısında herkesin merak ettiği "Sinovac mı BioNTech mi?" sorusunu yanıtladı.
Geçtiğimiz hafta en çok karşılaştığımız soru şuydu: Hangi aşıyı tercih edelim, Sinovac’ı mı, BioNTech’i mi?
Bana göre durum şudur: Bir orman yangını var ve biz o yangının içerisinde “bîçare(!)” bekliyoruz. Ufukta yangının kısa zamanda sonlanacağına dair bir işaret de görünmüyor. Tek çare bulduğumuz ilk “aşı treni”ne binip yangın yerinden uzaklaşmak. O trenin Sinovac ya da BioNTech treni olup olmadığının ise hiç önemi yoktur. Tekrarlayalım: Meselemiz bir an önce güvenli bir alana ulaşmak olmalıdır. O alana varmanın çaresi de süratle aşılanmaktır. Netice şudur: Yaşadığımız dönemde “Hangi aşı daha etkili? Hangisi daha güvenli? Hangi aşıyı tercih etmeli?” sorular anlamsızdır. Merak edenlere kısa bir bilgi: Ben Sinovac aşısı oldum. Güvenli ve etkili olduğundan ise hiç şüphe etmedim.
ÖNEMLİ
NE YİYİP, NE İÇİYORSUNUZ
ARAŞTIRMALAR şu bilgiyi net ve açık olarak doğruluyor: Kronik hastalıkların pek çoğunun arka planında hayat tarzı yanlışlarımız, özellikle de hatalı beslenme seçimlerimiz var. Yeme içmede gösterdiğimiz bu dikkatsizlik, şeker hastalığından hipertansiyona, obeziteden kansere, kalp damar hastalıklarından Alzheimar’a kadar pek çok hastalığın başlangıç vuruşlarını yapıyor. Peki, nedir o yanlışların en önemlileri? En çok işlediğimiz beslenme günahlarının ilk 10’unda neler var? İsterseniz gelin, o ilk 10 günahı “ilk 5” ve “ikinci 5” olarak ikiye ayıralım ve haftanın bu ilk gününe o günahlara bir göz atarak başlayalım. Hazırsanız buyurun...
VARAN 1
BESLENME GÜNAHLARINDA İLK 5
YANLIŞ 1-ÇOK ŞEKERLİYİZ: Şeker havuzuna düşmüş gibiyiz. Yediğimiz meyvelerdeki fruktoz (meyve şekeri), yüz yıl öncekilere oranla iki-üç kat fazla. Biz de genelde aşırı meyve tüketiyoruz. Paketlenmiş gıdaların tamamı tıka basa şeker ve/veya nişasta bazlı fruktoz ile yüklü. Bunların hepsi de glisemik yükü fazla beslenmek anlamına geliyor. Glisemik yük arttıkça da insülin direnci, obezite ve diyabet salgını devreye giriyor.
YANLIŞ 2-ÇOK TUZLUYUZ: Paketli gıdaların daha uzun ömürlü olabilmeleri için içlerine sodyum bazlı bazı koruyucular ekleniyor. Bu bazen tuz (yani sodyum klorür), bazen de benzerleri (mesela sodyum benzoat) olabiliyor. Dahası sodyum yükümüz arttıkça potasyum rezervimiz azalıyor. Magnezyumsa adeta devreden çıkıyor.
YANLIŞ 3- POSA FAKİRİYİZ: Paketlenmiş ve hazır gıda tüketiminin tavan yapması, bedenimize giren posa miktarının azalması demek. Posa kazancımızın azalması ise daha çok kabızlık, kanser, daha çok tansiyon, şeker, kolesterol yükselmesi ile eşanlamlı.
YANLIŞ 4- ASİT YÜKLÜYÜZ: Biz tam tahıl, sebze ve bakliyatı devreden çıkarıp daha çok hayvansal gıda ve yağ tükettikçe asit yükümüz artıyor. Bu da asit-baz dengesinin zorlanması, vücudun asit çöplüğü haline gelmesi anlamına geliyor.
YANLIŞ 5- PROBİYOTİK ACEMİSİYİZ: Probiyotik gücümüz eskiye oranla çok azaldı. O güç azaldıkça da alerjik hastalıklar, kolon kanserleri, bağışıklık bozuklukları iyice arttı. Yiyip içtiklerimizin içinde prebiyotik lif ve faydalı probiyotik bakteriyi ara ki bulasınız.
VARAN 2
BESLENME GÜNAHLARINDA İKİNCİ 5
YANLIŞ 6- B12 REZERVİMİZ SINIRLANDI: Yiyip içtiklerimizin içinde B12 vitamini oranı dibe vurmuş durumda. Bu yetmezmiş gibi bağırsaklarımızda B12 üretebilen probiyotik bakterilerimizin de miktarı oldukça sınırlı. Kullandığımız mide ilaçları yüzünden de B12’nin emilimini sağlayan sistem iflas etmiş durumda.
YANLIŞ 7- OMEGA-3 FAKİRİ OLDUK: Ne ette, tavukta ne de balıkta ve süt, peynir, yoğurt ve yumurtada kâfi miktarda omega-3 yağ asitleri var.
YANLIŞ 8- TRANS YAĞ YÜKLÜYÜZ: Yüz yıl öncesine kadar hiç tanışmadığımız “yapay” ve “toksik” trans yağlar şimdilerde damarlarımızda, doku ve hücrelerimizde sağlık zararlısı böcekler gibi tur atmaya başladı.
YANLIŞ 9- KORUYUCU KİMYASAL ÇÖPLÜĞÜYÜZ: Paketlenmiş gıda demek raf ömrünün uzaması, ürünün daha albenili, daha çekici kılınıp kimyasallarla tatlı, tuzlu, ekşi vs hale getirilmesi demek.
YANLIŞ 10- ÇİN TUZU TEHDİT EDİYOR: Monosodyumglutamat (MSG), yani Çin tuzu beslenme günahlarımızın en önemlilerinden biri olma yolunda. Bu alışkanlık yapabilen kimyasal lezzet verici madde sağlık açısından pek çok riski beraberinde taşıyor. Kısacası “Çin tuzu bize uymaz!”
serhan 3 yıl önce
c şıkkı