Ünlü iş adamı ve sanayici Murat Ülker, kendisine ait olduğu bloğunda şekerin vücuda etkilerine ilişkin tartışmalardan bahsetti.
“Hayatın ipuçları” sloganıyla kendi internet sitesindeki bloğunda yazı yazmaya devam eden ünlü sanayici Murat Ülker, “Herkes mi, yoksa hiç kimse mi? Hepsi mi, yoksa hiçbiri mi?” başlıklı içeriğinde, şekerin vücudumuz üzerinde gösterdiği birtakım etkiler üzerinde durdu. Türk sanayici ve iş insanı Murat Ülker'in konuyla alakalı yazdığı o yazı:
''Kişinin fizyolojik durumuna göre sakkaritlerin metabolizması değişir. Profesyonel bisikletçiler gibi dayanıklı sporcular yorgunluğu geciktirmek ve yüksek performansı sürdürmek için yüksek glikoz seviyelerini muhafaza etmek için içeceklerde büyük miktarda rafine karbonhidrat alırlar. Yapılan araştırmalarda yüksek miktarda şekerli içecek tüketimi açısından incelendiğinde bu kişilerin karbonhidrat ve lipid metabolizmaları insülin direnci olan veya tip 2 diyabet hastası olan hareketsiz fazla kilolu bireylerden oldukça farklıdır.
Gıda etiketlerinde gördüğünüz şekerler aslında genellikle monosakkaritler ve disakkaritler demektir. Yani bunlar glikoz ve fruktozun birlikte bulunduğu basit şekerlerdir. Ama bunların herbirinin metabolizmaları çok farklıdır; insülin salgılanması gibi hormonal tepkileri, vücutta enerji kaynağı olarak kullanımları ve glikojen veya lipit olarak depolanmaları açısından farklılık gösterirler.''
KARACİĞER YAĞLANMASININ SUÇLUSU FRUKTOZ MU?
Şeker araştırmalarıyla tanınan Emeritus Prof Dr. Fred Brouns’un son araştırmasının bulguları çok önemli. Prof. Dr. Fred Brouns diyor ki:
“Örneğin fruktozun karaciğer yağlanmasının suçlusu gibi gösterildiği olmuştur. Glikoz ve fruktoz, metabolik çalışmalarda sıklıkla monomerler olarak birbirinden ayrı şekilde karşılaştırılıyor, ama aslında biz insanlar fruktozu nerdeyse hiçbir zaman tek başına tüketmiyoruz. Çünkü yüksek fruktozlu mısır şurubunda (HFCS) %55 fruktoz ve diğer şekerler bulunur. HFCS ile tatlandırılmış içeceklerde, meyve sularında ve hatta meyvelerde fruktoz tek başına değil glikoz ve diğer şekerlerle beraber bulunur. Bu nedenle yüksek miktarda fruktozun -ki bu genel insan tüketiminin hayli üzerinde bir miktarda olur, tek başına tüketilerek hazırlanan deneylerin araştırma sonuçlarından elde edilen veriler gerçek yaşamdaki normal insan tüketimini yansıtmaz, abartılmıştır. İddia edildiği gibi şekerli içecekler ve meyve sularından gelen fruktozun tümünün, doğrudan karaciğere gidip lipide (yağa) dönüştüğünün kanıtı yoktur. Aksine fruktozun çoğu lipid olmayan substratlara (ayrışan madelere) dönüştürülür. Yani Prof Dr. Fred Brouns diyor ki: ”Araştırma ortamında insanlara günlük hayatta hiçbir zaman tüketilmeyen yüksek dozda sadece fruktoz yüklüyorlar. Bu nedenle şekerin karaciğere zararlı olduğu bir şehir efsanesidir.”
BİR YORUM YAPIN 0