Kuraklık, su kaynaklarının hızla azalması gibi karşı karşıya olduğumuz sorunların yanı sıra üzerinde düşünmemiz gereken önemli bir kavram da su ayak izidir. Su ayak izi satın alınan kıyafetler de çok önemlidir.
Hem nüfusta hem de üretim ve tüketimde meydana gelen hızlı artış toplam su tüketimini önemli ölçüde artırdı. Çoğu insan uzun uzun duş alırken ya da çimleri sularken veya arabasını yıkarken gelecek faturasını düşünüyor. Ancak kıyafet alışverişi yaparken gerçekten suyla ilgili bir endişemiz oluyor mu? Oysa satın aldığımız kıyafetlerin de su ayak izi oldukça büyük olabilir.
MAVİ GRİ VE YEŞİL SU AYAK İZİ
Su ayak izi tatlı su kullanımının bir göstergesi. Yalnızca üretici veya tüketici olarak kullandığımız suyu değil aynı zamanda dolaylı yollardan tüketilen su kullanımının da toplamını simgeliyor.
Su ayak izinin yeşil, mavi ve gri olmak üzere 3 bileşeni var.
Bunlardan yeşil ve mavi su, su tüketimini; gri su ise su üzerindeki kirliliği anlatıyor.
Peki, giydiğimiz kıyafetlerin üretimi için ne kadar su kullanılıyor?
1 pamuklu t-shirt için 2 bin 500 litre, 1 jean pantolon için 10 bin 850 litre ve 1 pamuklu ceket için 10 bin litre civarında su harcanıyor.
Çoğu insanın şaşırdığı bu rakamlar sadece tek bir tanesinin üretimi için kullanılıyor.
Peki, su ayak izimizi nasıl azaltmalıyız? Kişisel olarak nasıl önlemler almalıyız? TMMOB Tekstil Mühendisleri Odası MYK Başkanı Aykut Üstün ile konuştuk.
“TÜRKİYE'DE SU TÜKETİMİ EN ÇOK TEKSTİL SEKTÖRÜNDE YAŞANIYOR"
Su ayak izinin, oldukça yeni bir kavram olduğunu söyleyen Üstün, bir ülkenin su ayak izinin incelenmesinin ekonomik ve çevresel anlamda çok önemli olduğunu vurguluyor.
“Suyun ekonomik faaliyetlerdeki yönünü izleyerek, plancıların, karar vericilerin, yatırımcıların, fabrikatörlerin, sanayicilerin rekabet avantajı ve ekosistem desteğine yönelik bir takım karar mercilerini ilgilendiren bir konu aslında su ayak izi. Ülkemizde de su tüketimi özellikle tekstil sektöründe oldukça fazla. Bir ürün için binlerce litre su tüketiliyor.”
Türkiye’de son yıllarda tekstil sektöründe su tüketimini azaltıcı faaliyetlerin olduğuna da değinen Tekstil Mühendisi Aykut Üstün, “Özellikle bölgesel çalışmalar çok fazla. Uşak, Denizli ve Aydın illerinde tekstil sektörü yoğun görülmekte. Burada ihracatımızda da önemli bir yeri olduğu için Denizli ön plana çıkıyor. Dolayısıyla buralardaki tekstil fabrikaları son yıllarda birtakım arıtma tesislerine yatırım yaparak, kirlettikleri doğayı bir nebze geri dönüşüm katkısıyla kullandıkları suyu arıtıp tekrar kullanarak doğaya daha az zararlı bir şekilde bırakıyorlar. Bunun yanı sıra, tekstil makine sanayicileri de özellikle daha az su tüketimi sağlayacak makineler üretmeye, su tüketimini azaltacak prosesler geliştirmeye başladı. Bu yapılan iyileştirmelerle ciddi su tasarrufu sağlanıyor” diyor.
“DÜNYADA DOĞAL ELYAF KULLANIMI GÜN GEÇTİKÇE AZALIYOR"
Üstün, gerekli su miktarlarının bölgeden bölgeye ve kullanılan elyafa göre değişebildiğini belirterek, dünyada doğal elyaf kullanımının da git gide azaldığına dikkati çekiyor.
“Doğal elyafın yerini daha çok hem ucuz hem de üretimi daha kolay olduğu için sentetik elyaflar alıyor. Bu sentetik elyafların da bir takım geri dönüşüm metotlarıyla doğadaki yarılanma süresini azaltacak proseslerle doğaya salınımı söz konusu. Son yıllarda çok moda olan pet şişelerin kullanımı var. Bu pet şişelerden birtakım geri dönüşümlerle tekrar iplik üretimi söz konusu. Bu iplik üretiminden de ‘recycle’ dediğimiz geri dönüşümlü kumaşlar üretiliyor. Ve bu kumaşlarda artık yeşil birer ibareyle veya etiketle tüketicinin beğenisine sunuluyor.”
BİR YORUM YAPIN 0