Özellikle genç ve çocuk kesim için zararı büyük olan dizi Squid Game'in oluşturabileceği olası problemler için tedbirli olmak ve ruh sağlını olumsuz anlamda en az seviyede etkilemesini sağlamak oldukça önemli rol oynuyor.
Son günlerde, özellikle genç kesimin ilgiyle takip ettiği Squid Game dizisi izlenme rekorları kırıyor. Dizide oldukça fazla yer alan şiddet sahneleri ve insani duygulardan uzak davranışsal hareketler, toplumsal şiddetin artmasını tetikliyor. Özellikle çocuklar bazen herhangi bir zihinsel işleme tabi tutmadan bu rol modelleri kopyalıyor. İzleyenlerin eleştirmediği, her eylemi onayladığı bir dramatik anlayış kurulunca oradaki yanlışlar çocuklara doğru geliyor ve ne yazık ki şiddet onaylanıyor.
Film ve dizi yapımcıları Freud’un düşüncelerinin ışığında şiddet ve cinsellik içeren unsurların dizilerde ve filmlerde kullanımını tercih ederek yüksek izleyici kitlelerine ulaştığını ifade eden Uzm. Psk. E. Esra Tanrıverdi, şunları ifade ediyor:
"Zevk temelli istekler ve aşırı ısrarcı temel enerjinin çıkış noktası. Temel ve en ilkel benlik. Ana kaynağı cinsellik, açlık, şiddet gibi ihtiyaçların en bencilce doyurulması. Bu durum televizyon izleyicilerinin psikolojik durumlarını derinden etkileyeceği gibi yaşam tarzlarında da değişiklikler ve şiddete karşı eğilimler yaratabilir düşüncesini uyandırmakta. Bununla birlikte çocuklar dizilerde sevdikleri karakterleri ego ideali olarak görüyor."
Şüphesiz çocukların dolaylı ya da doğrudan etkilendiği dizilerin en başında şiddet içeren diziler geliyor. Çünkü şiddet içeren tavırlar insanın doğasının gereği bulunmakta. Saldırgan tavırların psikolojik olarak insanları rahatlatır bunu küçük yaşta keşfeden çocuklar televizyonda pekiştirdiği şiddetle toplum için çok zararlı olabilmektedir. Şiddet, özellikle çocuk ve gençler televizyon ve internetin kontrolsüz kullanımında onların karakterlerinde derin yaralar açabiliyor aynı zamanda.
"ŞİDDET, ÇOCUKLARA NORMAL GÖSTERİLİYOR"
Squid Game, çocukların şiddet sanki normal bir durummuş gibi algılamasını sağlıyor. Bu da psikolojik bazı sıkıntılar oluşturuyor. Bütün insan davranışlarının, sosyal ve psikolojik olarak öğrenildiğini ve bu yüzden de, şiddet eğiliminin de öğrenilen bir davranış türü olduğunu savunan Uzm. Psk. E. Esra Tanrıverdi, şunları da ifade ediyor:
Bu durumda ebeveynlere çok büyük iş düşmekte. Nasıl ki çocuklarının okul, beslenme, giyimine ve beden sağlığına özen gösteriyorlarsa ruh sağdığına da gereken özeni göstermeleri gerekir. Ebeveynler çocuklara dizilerdeki her bilginin doğru olmadığını, her söylenene inanmamaları gerektiğini anlatmalı. Çocuk diziyi izlediği zaman ya da herhangi bilgisayar ortamında bir şeye aşırı yoğunlaştığı zaman ebeveyn oradaki yanlışı veya doğruyu çocuğa sabırla açıklamalı. Dizi filmlerin birer senaryo kurgusu olduğunu ona anlatmalı. Ebeveynler çocukları çok sıkmadan ve bunaltmadan doğruyu göstermeli, oynadığı oyunları izlediği filmleri takip etmeli. Hatta ebeveynler güncel konuları da yakından izlemeliler. Mutlaka çocukların dijital ayak izlerini kontrol etmeleri ve özellikle bu dizinin seyrettirilmemesi üzerinde önemli tedbirler almaları gerekir.
Bu tarzda, tüm toplumu olumsuzluğa itebilecek saldırılara karşı, en çok da anne babalara görev düşüyor. Anne ve babaların uyanık davranması ve fırtına gibi yayılan bu dizi için önlem alması gerekiyor.
BİR YORUM YAPIN 0