Eğitimci-Yazar Zekeriya Efiloğlu eskiye olan özlemi böyle anlattı: "Eskiden yaşarken zikrederdik"
Eğitimci - Yazar Zekeriya Efiloğlu sosyal medya hesapları üzerinden yaptığı paylaşımlarla gönüllere dokunmayı başarıyor. Kısa kesit videolarıyla birçok konuya değinen Efiloğlu'nun eskiye olan özlemi anlattığı video da beğeni topladı.
"ESKİDEN YAŞARKEN ZİKREDERDİK"
Efiloğlu videosunda şu ifadeleri kullandı:
"Eskiden yaşarken zikrederdik şimdi zikrederken bile o hazzı yaşayamıyoruz...
Komşu komşuya seslenirken bile zikrederdik biz.
“Hu Hu” diye seslenirdik komşumuza.
“Eyvallah” dilimizin pelesengi idi.
“Hay”dan gelip “Hu”ya giderdik.
“Hay, Hay efendim!” diye kabul ederdik teklifleri.
“Allah, Allah, Allah, Allah” diyerek
şehadete koşardık Tuna boylarında.
“Allah Allah”,
“Sübhanallah”,
“Allahu Ekber“ idi hayretlerimiz.
Şimdilerdeki gibi
“Vaaaauuv” diye ya da
“Ohaa” diye gayri müslim kırması çığlıklar atmazdık.
Yaşlanınca “İhtiyarladık” değil
“Haddi aştık” derdik.
“Bu da geçer ya hû!”,
“Vazgeç ya hû!”,
“Hoş gör ya hû!” hatları süslerdi
Tekke ve zaviyelerin, iş yerlerimizin duvarlarını, psikiyatrik ilaçlarlar dünyamıza girmeden…
Velhasılı kelam Azizim!
“Eskiden yaşarken zikrederdik,
şimdi zikrederken bile o hali yaşamıyoruz.”
O güzel hallerimize tekrar dönmemiz
ve yaşamamız duası ile Allah’a emanet olunuz inşallah."
Eğitimci-Yazar Zekeriya Efiloğlu eskiye olan özlemi böyle anlattı: "Eskiden yaşarken zikrederdik"
Eğitimci - Yazar Zekeriya Efiloğlu sosyal medya hesapları üzerinden yaptığı paylaşımlarla gönüllere dokunmayı başarıyor. Kısa kesit videolarıyla birçok konuya değinen Efiloğlu'nun eskiye olan özlemi anlattığı video da beğeni topladı.
"ESKİDEN YAŞARKEN ZİKREDERDİK"
Efiloğlu videosunda şu ifadeleri kullandı:
"Eskiden yaşarken zikrederdik şimdi zikrederken bile o hazzı yaşayamıyoruz...
Komşu komşuya seslenirken bile zikrederdik biz.
“Hu Hu” diye seslenirdik komşumuza.
“Eyvallah” dilimizin pelesengi idi.
“Hay”dan gelip “Hu”ya giderdik.
“Hay, Hay efendim!” diye kabul ederdik teklifleri.
“Allah, Allah, Allah, Allah” diyerek
şehadete koşardık Tuna boylarında.
“Allah Allah”,
“Sübhanallah”,
“Allahu Ekber“ idi hayretlerimiz.
Şimdilerdeki gibi
“Vaaaauuv” diye ya da
“Ohaa” diye gayri müslim kırması çığlıklar atmazdık.
“Tövbe estağfurullah”
“Fesuphanallah” zikri anlatırdı kızgınlığımızı.
“Aman Allah’ım” derdik,
“Oh my god” girmeden dilimize.
“Salavat” anlatırdı bazen yanlış bir iş yapıldığını.
“Neuzibillah” çekmek idi
istemediğimiz bir şey görünce zikrimiz.
“Bismillah” ile başlarlardı her hayrın başı.
“Hay Allah” iyiliğimizi vermeye devam ederdi.
“Çok şükür” derdik “Şiştim karnım patladı”
demeden önce.
Yiğitlere alkışlarla “Allah Allah İllallah,
Muhammedün Resulullah”
sonrası “Maşallah” derdik.
“Ya sabır” öfkemizin ilacı idi.
“Hasbünallâhü ve ni’mel-vekîl!”
diyerek Allah’ı “vekil” ederdik çaresiz kalınca.
“Ya Şafi” dokunurdu yaramıza merhemden evvel.
“İnna lillah” ayeti teselli ederdi geride kalanları.
“Hak’ka yürürdük” eskiden
ölmezdik biz.
Yaşlanınca “İhtiyarladık” değil
“Haddi aştık” derdik.
“Bu da geçer ya hû!”,
“Vazgeç ya hû!”,
“Hoş gör ya hû!” hatları süslerdi
Tekke ve zaviyelerin, iş yerlerimizin duvarlarını, psikiyatrik ilaçlarlar dünyamıza girmeden…
Velhasılı kelam Azizim!
“Eskiden yaşarken zikrederdik,
şimdi zikrederken bile o hali yaşamıyoruz.”
O güzel hallerimize tekrar dönmemiz
ve yaşamamız duası ile Allah’a emanet olunuz inşallah."