1945 ile 1955 yılları arasında İsveç’in Lund kentindeki Vipeholm Hastanesi’nde yürütülen 'çürük diş deneyi' tarihin en tartışmalı deneylerinden biri olarak hafızalarda yer edindi. Zihinsel engelli çocukların acılar içinde kıvranmasına neden olan bu deneye dair detaylar kan dondurucu.
20'nci yüzyılın ilk yarısında gerçekleştirilen bazı deneyler, yalnızca ilginç ve tuhaf olarak adlandırılmakla kalmıyor aynı zamanda 'etik dışı' olmasıyla göze çarpıyor. Sosyal sınıflar ve tabakalaşmaya göre bu deneyler genellikle ailesi olmayan, ekonomik gücü olmayan ve en önemlisi zihinsel engeli bulunan kişileri hedef almıştı. Tarihin büyük bölümünde, zihinsel engelli kişiler tedavi edilmek yerine tamamen dışlandı, ihmal edildi ve istismara maruz kaldı. Çoğunlukla 'en fazla sebzelerden biraz daha akıllı' görülen zihinsel engelli insanlar akıl tutulması yaşatacak deneylerde kullanıldı.
İsveç'in Lund kentinin hemen dışında bulunan Vipeholm Enstitüsü de bu deneylere ortaklık eden yerlerden biriydi. 1935'te temelleri atılan ve 'ileri derecede zihinsel ve gelişimsel engelleri' olan kişilerin barındırılacağı bir yer olarak tasarlanan bu yerde hastalara uygulanan muamele dehşet vericiydi. Hastalar, yaramazlık yaparsa buz banyosuna sokuluyor, çoğu zaman yataklarına bağlı kalıyor ve aşağılanıyorlardı.
DİŞ ÇÜRÜKLERİNİ ARAŞTIRMAK İÇİN HASTALARI KULLANDILAR
1940'lı yıllarda İsveç'te araştırmacılar, toplumdaki yüksek diş çürüğü oranlarına neyin sebep olduğunu bulmaya çalışırken gözünü bu enstitüye dikti. İsveç hükümeti bu önemli sağlık sorununu çözmek için araştırmalarını sürdürürken henüz şeker ile diş çürüğü arasındaki bağlantı kesin olarak kurulmamıştı. Bazı uzmanlar çürüklerin hastalık veya diğer beslenme faktörlerinden kaynaklandığı kanısına varmıştı.
1945 yılına gelindiğinde İsveç'teki hükümet, şeker ile diş çürüğü arasındaki bağlantıyı test etmek için bir dizi deney başlattı ve bu deneyleri Vipeholm Enstitüsü'nde yapmaya karar verdi. İlk 2 yıl boyunca deneklere A, C ve D vitaminleri ve florür tabletleri içeren düşük nişastalı bir diyet verildi. Diyet kapsamında öğün aralarında atıştırma yapılmasına izin verilmedi ve diş sağlıkları doktorlar tarafından yakından takip edildi. Bu iki yılın sonunda katılımcıların yüzde 78'inde herhangi bir yeni çürük gelişmedi. Daha sonra ikinci aşamaya geçtiler ve araştırmacılar diyetlere şeker ekledi.
O dönemde bir İsveçlinin tükettiği şekerin tam 2 katını hastaların diyetlerine ekleyen doktorlar, denek gruplarını 3'e ayırdı. İlk gruba yemekleriyle birlikte yapışkan ekmek yani tatlı çörekler gibi yiyecekler verildi. İkinci grup ise şekeri içecek olarak tüketti. Üçüncü gruba her öğün arasında çikolata, şekerleme ve karamel gibi yapışkan şekerler verildi. İlk 2 grubun dişlerinde herhangi bir problem oluşmazken 3'ncü gruptaki çocukların dişleri simsiyah oldu ve acılar içinde kıvrandı. Araştırmacılar 'düşük işlevli' gördükleri çocukların dişlerini tedavi de etmedi. Araştırmacılar, inceledikleri çocuklara yıllar sürecek bir acı bıraktı.
Vatandaş 2 ay önce
İşte vahşi ve barbar BATI İNSANLIKTAN BİHABER Yaratıklar
slmn 42 2 ay önce
medeniyet dediğin tek DİŞİ KALMIŞ canavar.
ihsan 2 ay önce
Evet medeni avrupa. Biz de muasır medeniyete ulaşmak için avrupayı örnek aldık başımız göğe erdi.
Yaşlı adam 2 ay önce
Onlar bizden daha medeni zihinsel engelli olanlarda deney yapmışlar biz aynı reneyin ekonomi ve din versiyonunu 80 milyonda tam 100 yıldır yapıyoruz
adres 2 ay önce
medeniyetlerinin gereğini yapmışlar.. daha nasıl medeni olunur. tüm dünya görün bunların 100 yıldır dünyaya yutturdukları medeniyeti