Ülkemizde çeşitli davalara ilişkin ceza soruşturma ve mahkeme sürecine dair medya organlarına, sosyal medyada paylaşım yapanlara ve basına yönelik yayın yasağı getirildiğini görmekteyiz. Son dönemde Uğur Dündar, hakkında açılan babalık davasına ilişkin yayın yasağı kararı aldırdı. Peki, davaya ilişkin basın yasağı nedir? Hangi hallerde basın yasağı getirilebilir? Hangi durumlarda yayın yasağı getirilebilir?
Son dönemde Uğur Dündar adına açılan babalık davasında Dündar'ın aldırdığı basın yasağı dikkatleri çekti. Mahkemeye başvurarak dosyaya gizlilik kararı aldıran Uğur Dündar, davaya ilişkin gazete, televizyon ve sosyal medyada çeşitli açıklamalar yaptı. Dündar Sözcü TV'ye katılarak "Normal sağlıklı bir cinsel yaşamım var. Bunun başka konuşulacak tarafı yok ki" diyerek bir mağduriyet durumu üzerine kahkahalarla açıklama yaptı ve kamuoyunun tepkisiyle karşılaştı. Ardından X hesabından Dilara G.'nin annesi Suphiye Orancı'yı hedef alan iddialarda bulunan Dündar, "Suphiye Orancı'nın dudak uçuklatan gayri ahlaki geçmişini yakından bildiğini öne süren kişilerle konuştum. Onların iddialarını dinledikçe kızları için daha da üzüldüm. Ne talihsiz çocuklarmış" dedi.
Tüm bu açıklamaların ardından kendisine yöneltilen eleştirilerden rahatsız olan Uğur Dündar, dosyaya basın yasağı aldırdı. Bunun üzerine vatandaşlar basın yasağını merak etmeye başladı. Davaya ilişkin basın yasağı nedir? Hangi hallerde basın yasağı getirilebilir? Hangi durumlarda yayın yasağı getirilebilir? Dava dosyasına gizlilik ne zaman verilebilir?
Basın özgürlüğü demokratik toplumların en temel haklarından biridir. Nitekim medya hürriyeti yasama, yürütme ve yargıdan sonra dördüncü kuvvet olarak zikredilir. Habere erişme, bilgi alma ve aktarma çoğulcu demokrasinin gereklerinden biridir. Anayasa tarafından sabit olan basın özgürlüğü, kişilerin serbestçe kanaatlerini açıklama ve yorumlama, bilgi alma ve aktarma haklarını içermektedir. Bu durumda basın yasağı hangi noktada durmaktadır?
BASIN YASAĞI / YAYIN YASAĞI NEDİR? NE ZAMAN VERİLİR?
Toplumu ilgilendiren, merakını çeken bilgileri duyup konuşmak, bu yolla gerçeği öğrenmek, eleştirmek ve değerlendirme yapmak basın hürriyeti kapsamındadır. Kamuoyuna mâl olmuş "şöhretli" kişiler ve politikacılar hakkında, incitici olsa dahi haberler yapılabilir. Her şeyden önce haberin gerçekliği, haber olma değeri, kamuoyu ile ilgisi, güncelliği, verilme biçimi, habere karşı korunması gereken üstün yararların, örneğin kişilik haklarının gözetilmesi, suçsuzluk/masumiyet karinesinin, savunma hakkının korunması gibi unsurlar gözetilmelidir. Yanı sıra, haberlere hukuk tarafından sınırlama getirilebilir. Ancak mevzuatta sınırlamaların nasıl uygulanacağı ve yaptırımları konusunda düzenleme bulunmamaktadır. Basın yasağı söz konusu olduğunda Basın Kanunu'ndaki çeşitli sebepler gerekçe gösterilebilmekte ancak fiiliyatta durumlar değişebilmektedir.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi madde 10:
1. Herkes ifade özgürlüğü hakkına sahiptir. Bu hak, kamu makamlarının müdahalesi olmaksızın ve ülke sınırları gözetilmeksizin, kanaat özgürlüğünü ve haber ve görüş alma ve de verme özgürlüğünü de kapsar. Bu madde, devletlerin radyo, televizyon ve sinema işletmelerini bir izin rejimine tabi tutmalarına engel değildir.
2. Görev ve sorumluluklar da yükleyen bu özgürlüklerin kullanılması, yasa ile öngörülen ve demokratik bir toplumda ulusal güvenliğin, toprak bütünlüğünün veya kamu güvenliğinin korunması, kamu düzeninin sağlanması ve suç işlenmesinin önlenmesi, sağlığın veya ahlakın, başkalarının şöhret ve haklarının korunması, gizli bilgilerin yayılmasının önlenmesi veya yargı erkinin yetki ve tarafsızlığının güvence altına alınması için gerekli olan bazı formaliteler, koşullar, sınırlamalar veya yaptırımlara tabi tutulabilir.
basın yasağı
HANGİ HALLERDE BASIN YASAĞI GETİRİLİR?
Şu durumlar basın yasağına gerekçe olabilir:
-
Hukuka aykırılık
-
Ulusal güvenliğin ve toprak bütünlüğünün tehdidi
-
Suç işlenmesinin önlenmesi
-
Sağlığın veya ahlakın korunması
-
Şöhret ve hakların korunması
-
Gizli bilgilerin yayılmasının önlenmesi
-
Yargı gücünün tarafsızlığının güvence altına alınması
Ayrıca mahkeme, kamuoyuna mal olmuş kişilerin ve bu çerçevede politikacıların, halkın öğrenmesi ve bilmesi gereken konuşma ve davranışlarının, en önemlisi de demokratik bir düzende öğrenilmesi gereken gerçeklerin engellenmemesi gerektiğine karar vermiştir. Mahkemeye göre, aksi uygulama demokratik toplumun esası olan ifade hürriyeti, haber alma ve eleştiri haklarının özüne müdahale teşkil eder.
"KAMUYA MÂL OLMUL KİŞİLER HAKKINDA BASIN YASAĞI GETİRİLMEMELİ"
Basın suçlarına bakan Cumhuriyet Savcısı Asım Ekren'in Yayın Yasağının Yasal Dayanağı ve Yaptırımı adlı makalesine göre normal vatandaşlar ile politikacı ve kamuya mâl olmuş kişiler hakkındaki davalar birbirinden ayrılmalı ve yayın yasağı ona göre verilmelidir. Makalede dosyadaki taraflardan biri siyasi kişilik veya ünlüyse bu kişiler hakkındaki haberlere yayın yasağı getirilmemesi gerektiği vurgulanıyor. Ekren, "Bu sıfattaki kişilerle ilgili olarak toplumun haber alma hakkı olduğu ve bunların daha fazla eleştiriye tahammül etmeleri ve bu açıdan basın özgürlüğünün daha geniş olması gerektiği kabul edilmiştir" ifadelerine yer vermiştir.
medo 6 ay önce
İfade özgürlüğü, şeffaflık, dürüstlük, namus abidesi kesilip ona buna ahkam keserlerken iyi o zaman mangalda kül bırakmazlar. Ama kendilerine gelince ört bas yayın yasağı. Açık ve net olun bakalım, eğer bir halt yediysen bedelini öde, bir meselen yoksa da ispatlarsın.
cahit 6 ay önce
Avrupa insan hakları mahkemesi İsrail i eleştirenlere gelince neden çalışmıyor
devriye 6 ay önce
Kendilerine eleştiriler gelince hemen kanunı yollara giderler muhteremler.
Hak 6 ay önce
Demokrasiyi halkın haber alma özgürlüğünden dem vuran adı sol kendileri sol olmayan ABD ve AB uşaklari neredesiniz bu yayın yasağı niye