İç Hastalıkları ve Kardiyoloji Profesörü Canan Karatay'ı Türk Tabipleri Birliği bir televizyon programında yaptığı açıklamalar nedeniyle RTÜK’e şikayet etmişti. Canan Karatay, eski hastasının ölümüyle ilgili hakkında hatalı tıbbi uygulama iddiasıyla açılan davanın ilk duruşmasında hakim karşısına çıktı.
İç Hastalıkları ve Kardiyoloji Profesörü Canan Karatay'a, uyguladığı tedavinin ardından böbreklerini kaybettiğini iddia eden hastanın şikayeti üzerine dava açılmıştı.
İddiaya göre; 2014-2015 yılları arasında sırasıyla farklı hastanelerde By Pass olması gerektiği söylenen Ceyhun Ülker, 2016 yılında Prof. Dr. Canan Karatay’ın kapısını çaldı. Canan Karatay, muayene sonucu Ülker’e şeker hastası olduğunu söyledi. Karatay, sorunun hastanın yaşam biçiminde olduğunu ve kullandığı tüm ilaçları bırakması gerektiğini kaydetti. İddiaya göre Karatay'ın, Ülker’in kalp-damar probleminin ise cerrahi bir müdahaleyi gerektirmediğini belirtti.
Bir süre sonrasında rahatsızlanan Ceyhun Ülker'e böbrek yetmezliği tanısı konuldu. Ülker ardından böbrek nakli oldu. İlerleyen dönemde ise kanser tanısı aldı.
Ünlü Profesör Karatay hakkında 'meslekten men' suçlamasıyla dava açıldı. Duruşma Anadolu 4. Tüketici Mahkemesi'nde görüldü. Ön inceleme duruşmasında davalı Canan Karatay ve taraf avukatları hazır bulundu.
SAVUNMASI ORTAYA ÇIKTI!
Duruşmada savunma yapan Canan Karatay, “Ben hastayı ilk kez 2016 yılında gördüm, 3-4 sene takip ettim. Muayene sırasında ve devamında hasta çok iyi oldu ve daha sonra geldi bana teşekkür etti. 2020 yılından sonra 4 yıl hastayı ben hiç görmedim, ben 4 yıldır görmediğim bir hasta yüzünden suçlanıyorum. Hasta şeker hastası olduğu için tansiyonu yüksektir, vücudu tuzsuz olduğu için de tansiyonu yüksekti, alkol ve sigara kullanıyordu. Bu da davacıların miras bırakanının sağlığını olumsuz yönde etkiliyordu. Hastaya diyabet beslenme listesi verildi ve Karatay diyet uygulanması önerildi. Alkol ve aşırı meyve kullanımının bırakılması önerildi. Hastaya 2016 yılına kadar şeker hastası olduğu söylenmemiş ancak 2005 teki kayıtlarında ürik asit yüksekliği vardı. Benim önerim ve tedavilerim sonucu ürik asit düşmeye başlamıştır. Kalbinde çarpıntı vardı, benim önerilerim ve tedavilerim sayesinde değerleri düzeldi. Diğer birçok risk faktörleri de benim tedavi ve önerilerim sayesinde düzelmiştir. Ben televizyonlardaki haberlerde gördüğüm kadarıyla ölüm sebebinin kanamadan olduğunu öğrendim. Ülkede tuz yürüyüşü, kırmızı et yürüyüşü ve yumurta yürüyüşü başlattım, avukatımın beyanlarına katılıyorum" dedi.
'HASTANENİN HATASI BULUNMAMAKTADIR'
Davalı hastane avukatı, "Müvekkil hastanenin organizasyon hatası bulunmamaktadır. Dava dilekçesinde belirtildiği üzere birçok hekim müteveffaya bypass ameliyatı olması yönünde öneride bulunmasına rağmen müteveffa diğer davalının yaşam tarzına yönelik tavsiye niteliğindeki öneri ve görüşlerine uymayı tercih etmiştir. Tanı ve teşhisi koyan diğer davalı değildir, davanın reddine karar verilmesini talep ederiz" dedi.
'BİLİMSEL YÖNTEMLERDEN UZAKTIR'
Müşteki vekilleri, "Öncelikle hastane ve hekim bir bütün olarak ele alınır. Davalının bahsettiği yöntemler bilimsel yöntemlerden uzaktır, ayrıca davalı doktor cevap dilekçesinde beyan ettiği üzere modern tıp yöntemleri kısıtlanarak hastayı bir bütün olarak ele aldığını beyan etmiştir. Ayrıca müvekkilim de alkolik değildir, alkol kullandığına ilişkin bir tespit yoktur, buna ilişkin bir tedavide uygulanmamıştır. Dosyayı adli tıpa gönderilmesini talep ediyoruz" dedi.
'TUZ YÜRÜYÜŞÜ ÇOK MEŞHURDUR'
Duruşma sonrası konuşan Canan Karatay, "Gandhiyi hatırlattım. Tuz yürüyüşü çok meşhurdur, sömürgeye karşıdır. Bende kendimi, halkımın tuzlanması gerekiyor. Yani tuz dediğimiz 84 mineral olursa kafa çalışır yoksa kafa çalışmaz bende onu söylüyorum. Bende tuz yürüyüşüne başladım efendim. Gandhi gibi. Halkım için çocuklarımız ve gençlerimizin geleceği için. 82 yaşındayım, 64 yıldır hekimin. Neler döndüğünü çok iyi biliyorum. Benim yaşadıklarımın hiçbirini bu genç hekimler bilmez, genç hakimlerde bilemez" şeklinde konuştu.
DURUŞMA ERTELENDİ: Mahkeme Hakimi, eksik hususların giderilmesi için duruşmayı 25 Nisan 2025 tarihine erteledi.
CANAN KARATAY'DAN ŞİKAYETÇİ OLDU!
Ülker, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’na verdiği şikayet dilekçesiyle Prof. Dr. Canan Karatay hakkında suç duyurusunda bulundu. Şikayet dilekçesinde böbrek yetmezliğine ilişkin hekim tanısı şu ifadelerle aktarıldı:
Canan Karatay
"Gelinen aşamada müvekkile, konulan hekim tanısı; Böbrek yetmezliği, uzun süre göz ardı edilen yüksek tansiyon ve buna bağlı olarak gelişen ve ciddiye alınmayan /müdahale edilmeyen Kreatinin düzeyi artışlarının, yiyeceklerde kullandırılan yüksek miktardaki tuzun böbreklerinde geri dönüşü olmayan hasarlar verdiği, ayrıca uzun yıllar aralıksız olarak kullanılan vitamin iğneleri ve hapların toksik etkiye neden olduğunu tespit ederek bir an öncea diyaliz-böbrek plantasyonu sürecine girmesi gerektiği yönündedir."
Şikayet dilekçesinde yer alan bilgiye göre, Ülker’in yaşadığı Balıkesir iline bağlı Balıkesir Atatürk Şehir Hastanesi’nden aldığı "maluliyet (engel) oranına" ilişkin tespit ise şöyle:
a-Nefroloji Bölümünce (böbrek nakli nedeniyle): %70 engelli,
b- Kardiyoloji Bölümünce (5 damar By Pass nedeniyle) %30 engelli,
c- Dahiliye Bölümünce (Yüksek Tansiyon ve Diyabet nedeniyle) %10 engelli, raporu düzenlenmiştir.
Dilekçede, "müvekkil aydınlatılmadan uygulanan sıra dışı tedavinin olası sonuçları hakkında bilgi vermeksizin yapılan hatalı ve kusurlu tedaviler nedeniyle" şüphelilerin cezalandırılması talep edildi. Karatay’ın "meslek icrasının yasaklanması" talep edilen suç duyurusunda, ayrıca "yaralama ve görevi kötüye kullanma" suçlarından ve Savcılıkça re'sen tespit edilecek suçlardan cezalandırılabilmesi için kamu davası açılması da istendi.
Abdullah BAL 3 hafta önce
Hastalığı Birine Yıkmanın Bir Anlamı Yok Olacağı Varmış Olmuş Yapacak Bir Şey Yok Kime Giderseniz Gidin Hiçbir İnsan Bir Diğerinin Üstelik Düşmanı Bile Olsa Hasta Olmasını İstemez Şahsen Ben de İstemem Kim Olursa Olsun Yine de Abimize Allah Şifalar Versin Şikayetçi Olmasına Gerek Yoktu Bence Geri Çekmesi Makbuldür…
ttb kim 3 hafta önce
Türk tabipler birliğini kim nereye şikayet etsin acaba öncelikle adının önündeki TÜRK kelimesini kaldırmak için girişimde bulunmak gerekiyor.
Kemal 3 hafta önce
devleti Alii de tıp %90 gıda ve hasta olmadan önce - şeytani tıp ta ise gıda %10 hasta olduktan sonra . sağlık sömürü ve soykırım aracı olmuş ulusal devletler sanki bunun pazarlamacısı
ilaç ekosu 3 hafta önce
ilaç sektörüne sağlıksız insanlar lazım. onlarında işine gelmiyor doğrular.
Cahil vatandaş 3 hafta önce
Şikayetçi olanın arkasındakilere bakmak lazım..