
Çeşme'nin coğrafi işaretli damgalı sakız ağaçlarından elde edilen damla sakızları, son dönemlerde yoğun rağbet görüyor. Kilogramı 15 bin TL'ye kadar alıcı bulan ve Yunanların 'Türkler sahtesini üretiyor' dediği damla sakızlar hakkında üreticiler konuştu.
Dünyada sadece Yunanistan'ın Sakız Adası ile Çeşme Yarımadası'nda yetişebildiği bilinen "sakız ağacı", her zaman yeşil olması ve toprağı örtmesi sebebiyle toprak erozyonunu önlemeye yardımcı olan ve orman yangınlarında bile kısa sürede kendini yenileme kapasitesine sahip bir ağaç türü.
KİLOSU 15 BİN TL'Yİ BULUYOR
Son 20 yılda Çeşme'de yeniden hareketlendirilen sakız ağacı üretimi, hem doğaya hem de yerel ekonomiye can veriyor. Gıda, kozmetik gibi birçok alanda kullanılan ve coğrafi işaretli damgasıyla yüksek ekonomi potansiyeli taşıyan sakız ağaçlarından elde edilen damla sakızları ise kilogramı 15 bin TL'ye kadar alıcı bulabiliyor.
"DAMLA SAKIZI ARTIK ÇEŞME'NİN COĞRAFİ İŞARETLİ BİR ÜRÜNÜ"
Yunanlıların 'Türkler sahtesini üretiyor' dediği damla sakızlarının üretimi günbegün artış gösterirken üretici Hasan Ege Tütüncüoğlu, konuya dair, "Damla sakızı artık Çeşme'nin coğrafi işaretli bir ürünü. Yaklaşık bir yıldır süren uzun çalışmalar sonucunda alınan coğrafi işaretle birlikte, Çeşme'nin ikinci coğrafi işaretli ürünü oldu. Cumhuriyet döneminde tamamen ortadan kalkan sakız ağaçları, sayıları bine kadar düşmüşken şimdi tekrar canlandı" değerlendirmesinde bulundu.
"10 YIL İÇERİSİNDE DÜNYA PAZARINDA YÜZDE 50'LİK BİR PAYA SAHİP OLABİLİRİZ"
Dikilen sakız ağaçlarıyla birlikte, önümüzdeki 4-5 yıl içerisinde yaklaşık 1 tonun üzerinde "Çeşme damla sakızı" elde etmeyi beklediklerini sözlerine ekleyen Tütüncüoğlu, "Çeşme, yavaş yavaş ağaç sayısını ve üretim kapasitesini artırarak dünya pazarından pay almaya çalışıyor. Biz ülke olarak yaklaşık 20 tona yakın ithalat yapıyoruz. Dolayısıyla bu ithalatın, en azından kendi ihtiyacımız kadar olan kısmının Çeşme damla sakızıyla karşılanması ekonomimiz açısından çok önemli. Belediye ile yapmış olduğumuz bir protokol kapsamında, şu anda yeşil alanlara sakız ağaçlarını dikiyoruz. Çünkü yer yok. Yer olmayınca, bulduğumuz her yerde dikebilmek için her türlü imkânı araştırıyoruz ve sağlıyoruz. Özellikle rüzgar enerjisi üretilecek alanların altında çok fazla atıl alan var. Bu alanlarda sakız ağacı dikiminin önü açılabilir, geliştirilebilir. Eğer bu sağlanabilirse, burada yılda 50 bin civarında sakız ağacını toprakla buluşturabiliriz. 10 yıl içerisinde de dünya pazarında 500 bin ağacın üzerinde bir üretimle yüzde 50'lik bir paya sahip olabiliriz" diye konuştu.
YETKİLİLERDEN ARAZİ TAHSİSİ TALEBİNDE BULUNDU
Uygun arazi olmadığı için 26 binin üzerinde sakız fidanının dikilmek için beklediğini belirten Tütüncüoğlu, "Çeşme'de araziler çok pahalı olduğu için tarımsal amaçla kullanımı oldukça zor" diyerek yetkililerden yardım talebinde bulundu.
"YUNANLAR 'TÜRKLER SAHTE SAKIZ ÜRETİYOR' DİYE HABERLER ÇIKARDILAR"
Sakız ağacı üretimi için sürdürülen çalışmaların yeni olmadığına dikkat çeken üretici İbrahim Topal ise, 1995 yılında 200 adet çelik diktiklerini ancak başarılı olamadıklarını söyledi ve şöyle konuştu:
"Sonrasında biz bu işe meraklı olarak başladık sakızın çelikten yetiştirilmesiyle ilgili, çoğaltılması ile ilgili çalışmaları başlattık. 2 ayda ürettiğimiz ağaçlar, sakız fidanları olma yolunda çok hızlı gelişiyorlar. Onları saksılara aldık. Sonrasında toprağa diktik ve beş yıl gibi kısa bir süre içerisinde ürün verir hale geldik. Sakızın bu şekilde üretimiyle ilgili zaten bu çalışmalar yapılırken, Yunanlılar karşı tarafta bizim yaptığımız çalışmaları çok yakından takip ediyorlardı. 'Türkler sahte sakız üretiyor' diye kendi yerel medyalarında manşet haberler çıkardılar. Sakız ağacı aslında ana karada var olan bir ürün, sonradan adalara gitmiş. Anavatanı burada olan bir ürün, bir şekilde Türkler tarafından da değerlendiriliyor, ekonomiye kazandırılıyor"
BİR YORUM YAPIN 0